Hibrit illa iyi ile kötünün karışımı değil… Bir ara dönem. Ne o, ne de öteki. Ama bir yandan da “ya bu, ya öteki”nin sallanması, sonu. “Bu” ile “öteki” nin bir aradalığı. Yani ne eski düzen, alışkanlıklar bir anda terkedilecek ne de onlara tekrar tamamen dönülebilecek… İçinden geçilen dönemin yani yeni bir yüzyılın başlama sancılarıyla bezeli geçiş döneminin hem tanımlayıcısı, hem de çözüm önerisi:
Hibrit. Yani melez
Yüzyıl dönüşleri, teknoloji marifetiyle pek sancılı oluyor son iki defadır. Buhar ve elektrik enerjisine dayalı Endüstri Devrimi ve hemen ardından gelen İspanyol gribi pandemisi, iki büyük savaş ve aralarına sıkışmış Büyük Buhran geçirilerek ancak yeni bir yüzyıla geçildi. Takvimlere, yıl rakamlarına bağlı değil bu iş. Bu defa da teknolojik dönüşüm ve pandemi bilineni, alışılmışı, dayatılanı, statükoyu, değişmez zannedileni, güç kutuplarını, yerleşik işleyişleri pratikleri… sallıyor dönüşüm. Birkaç yıl içinde yani takvim rakamlarında dörtte biri bitmiş sayılsa da yeni bir yüzyıla ancak girilecek. Üç beş, hadi kuyruğuyla on seneye yakın bir geçiş dönemi öngörülmeli. İşte bu dönemin tanımlayıcısı ‘hibrit’. Alışkanlık, bu kavramın botanikte, hayvanlarda hatta F1 araçları motorları için kullanılması. Birbirine aşılanmış farklı bitkiler, yakın hayvan tür ya da cinslerin karıştırılması… gibi çapraz işlem ürünleri. Hibrit: Karmakarışık
Bir dönem ülkenin ekonomik sistemini böyle tanımlayan ders notlarını akşam okuduğunuzda, ekonominin karmakarışık olduğunu, sistemsizlik vurgusunu birden anlayıverirdiniz. Bu defa hibrit karma, bir arada, farklıların aynı anda uygulanması. Yani ne eski düzen, alışkanlıklar... bir anda terkedilecek ne de onlara tekrar tamamen dönülebilecek. ”Yeni Normal” diyen, eskisi bittiyse derhal yeni bir konfor zonu tesis etmek isteyenler tutuculuklarına hapsolurlarsa; yani her sabah güneşin yepyeni ve başka bir norm dizini ile doğduğunu fark ettiklerinde normalin anormalleşerek yarattığı anomalilerde çırpınırlar. Hibrit, grinin bin beş yüz tonunda bir geçiş olacak dijital hayatın sıkıştığı birler ve sıfırlar arasında çok da uzaması mümkün olmayan bir degrade gri dönem. Bir ara dönem. Ne o, ne de öteki. Ama bir yandan da “ya bu, ya öteki”nin sallanması, sonu. “Bu” ile “öteki” nin bir aradalığı. “Öteki”ni savuşturdukça, bundan da yoksunlaşma. Miyopinin dürbünle sınavı. Herşeyi standartlara tıkıştırarak kitleselin büyüklüğünün sığlaşma olduğunun fark edilmesi. Mekan bağımsız çalışma, eğitim tam da hibrit örneği. Ne ofisler, okullar tamamen kapanıyor ne de eskisi gibi topluca sabahtan akşama aynı yerde bir arada olunuyor. Hem bu, hem öteki. Birlikte ne kimse tek bir işte, ne de aynı pozisyonda aynı tek kişi çalışacak büyük ihtimalle. Ama kitleselin ve onu bir arada tutan standartların ahlak etik ile ilgili olanlar dışında, buharlaşacağı da rahatlıkla öngörülüyor. Hem uygun hem verimli
Hibrit illa iyi ile kötünün karışımı değil. Melez ya da kırma, fark ettirmeden üstün ile sıradanın karışımıdır. Kırma. Cins köpekle sokak köpeği kırması. Halbuki hibrit yapılar insan için hem daha uygun, daha verimli ve en önemlisi daha değerli yapıların hazırlığı olabilir. Ergenlik zor, sivilceli, oynak, ruhen dalgalı bir geçiş dönemidir. İyi geçirilirse olumlu olgunluğa erişilir. Devletlerin insandan elini ayağını çekmesinin sonu gelip, yepyeni bir sosyal devlet anlayışıyla, refah dağılımının makulleşeceği, farklı “değer” yaratma biçimlerinin oluşmasına olanak vermesi beklenir. Pandemi, ekonomik kriz ve küresel felaket türbülansının tepesindeki kara kalın bulutların üstüne çıkılabilince, hava açacak, uçak düzelecek, koltuklar yatırılacak ve servis başlayacaktır… diye düşünmekte fayda var. Yoksa hibrit dönemi “ne deve, ne kuş” olarak algılayıp kafayı toprağa gömmek karanlıkta bırakabilir. Belli mi olur, umutlar bile hibrit olabilir.