Uzun yıllar önce küçük bir dükkanla Bodrum'da bu yolculuğa başlayan Sait Birtan Yılmaz, tüm ekibiyle birlikte şimdi İstanbul’da. Her zamanki iş disiplini ile misafirlerini kendisi karşılıyor. Eskiden masaların arasında dolaşan oğlu Deniz kocaman delikanlı olmuş ve babasının sağ kolu. Ve yine meşhur meze dolabı göz alıcı. Öncelikle biraz dekorasyondan bahsetmek gerekirse, bence Galataport'un en güzel köşesinde ve giriş katının üzerinde terası ile birlikte konuşlanmış. Özenli ama abartısız dekorasyon göz alıcı. Oturduğunuz her masadan mükemmel manzarayı izlemek mümkün. Buz üzerindeki deniz mahsulleri çok çeşitli ve taze. Ayrıca özel davetler için ayrı kiralanacak bir de çok şık dekore edilmiş salon mevcut. Sait beye ilk sorum İstanbul’a gelmeye nasıl ikna olduğuydu. Çünkü senelerdir farklı bölgelerde açılacağı bir şehir efsanesi gibi konuşulur, ancak bir türlü sonuçlanmazdı. Fakat bu yerin 'kaçırılmayacak bir fırsat olduğunu' düşünerek, doğru zamanın geldiği kanaatine varmış. Sait'in bazı yemekleri klasik haline gelmiştir, yıllar sonra da hiç değişmeden aynı tadı hissedebilirsiniz. Burada da aynı şey geçerli. Mutfak, klasik Sait mutfağı. Abartılı olmayan, basit, taze ama çok lezzetli. Bodrum bölgesine ait malzemeler günlük olarak getiriliyor. Dream grubu ortaklığı, lezzetli yemeklerine lojistik destek de katmış. Tabii mutfağa basit derken, çok geniş bir kabuklu yelpazesi sunduğunu söylemek lazım. Jumbo karidesler, ıstakoz ve istiridyeler göz alıcı. Dilerseniz bu ürünlerle enfes makarnalar da servis ediyorlar. Sait'in otları meşhurdur, burada da yediğim otlar harikaydı. Şevketibostanın tadı hala damağımda. Meşhur ılık pilaki ilk günkü kadar lezzetli. Ahtapot carpaccio ve ahtapot salatası tam kıvamında. Oğlu Deniz’in kendi elleriyle yaptığı pastırmalı karidesin suyuna ekmek banmamak mümkün değil. Çok sevip de yemeye biraz korktuğum midye dolmayı burada gönül rahatlığıyla yedim. Çoğu balıkçının menüsünde olan, ama genellikle balıkların çok kullanılmayan yerlerinden hazırlanan balık kokoreç ise bambaşka. Levrek, lagos ve jumbo karidesle hazırlanıyormuş. Sait'in alametifarikası, baharat kullanımı. Çok dengeli ve doğru kullanıyor. Pesto soslu Girit ezmesi de çok taze ve iyi lezzetlendirilmiş. Ekmekleri de kendi üretimleri. Tam da zamanı olduğu için ben dil balığı tercih ettim. Şiş olarak servis edildi, o kadar sulu ve yoğun lezzetliydi ki, tam bir usta işi. En eski yerinde bazı günler deniz mahsullü ve tel şehriyeli bulgur pilavı servis ederlerdi. Kendisine hatırlatınca çok sevindi ve belirli günlerde burada da yapabileceklerini söyledi. Eğer denk gelirseniz tavsiye ederim. Bu arada kendisi bir pastırma düşkünü, deniz mahsulleri ile pastırma kullanma fikri de gerçekten çok yaratıcı. Yurt dışında füme etler ile bu teknik çok kullanılıyor ve benim de sevdiğim bir tarz.
17.12.2021 04:29
Bodrum’un Sait’i sonunda İstanbul'da
Uzun yıllardır geldi gelecek derken bir türlü gerçeğe dönüşemiyordu. Ama artık Bodrum'un önemli markalarından Sait, Galataport içinde yerini aldı. Hem de tüm klasikleriyle birlikte Sait gibi bir Sait...
Denizden babası çıksa yiyenlere göre
22 Kasım 2024
İstanbul’da büyük gastronomi buluşması
08 Kasım 2024
Ritmo’nun mekanı küçük lezzetleri büyük
01 Kasım 2024
Boğaz’a karşı ocakbaşı keyfi: Tere
Tüm Yazıları
25 Ekim 2024