29 Mart 2024, Cuma
14.01.2022 04:30

Putin’in yeni Rus İmparatorluğu’nun bedeli çok ağır

Şu anda Abhazya, Transdinyester, D. Karabağ, Kazakistan, Kırgızistan ve Belarus’ta Rus birlikleri var

Rus hücum kıtalarından seçkin Spetsnaz tugayına mensup paraşütçüler Kazakistan’a gitti. Görevleri Kazakistan’daki Kremlin dostu rejime yönelik, tüm ülkeye yayılan şiddetli protestoları bastırmaktı. Öte yandan bazı Rus birlikleri Ukrayna sınırı yakınlarında konuşlanmış durumda. Ayrıca daha 15 ay önce, Rus tüfekli asker tugayı Dağlık Karabağ’da Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki çatışmayı bitirmek için müdahalede bulunmuştu. Devlet Başkanı Vladimir Putin gerçekten de Rus İmparatorluğu’nu yeniden kurmaya mı çalışıyor? Putin’in zihninden geçenleri bilmek imkansız. Ama niyeti ne olursa olsun, Kremlin’in sfenksi eylemleriyle 30 yıl önce Rusya Federasyonu’nun temelini oluşturan fikrin altını oyuyor.  Putin Rus İmparatorluğu’nu eski haliyle yeniden kurmayı amaçlamıyor olabilir ama eski Sovyet devletleri üzerinde hükümranlık kurmaya kararlı gibi. Bu çok maliyetli bir plan. Sovyet GSYİH’inin tam olarak ne kadarının imparatorluğu ayakta tutmaya harcandığı belirsiz. Ama endüstriyel üretimin gerektirdikleri ve Sovyet askeri-endüstriyel kompleksi hükümet gelirlerinin yüzde 80’ini tüketiyordu; dolayısıyla Sovyetler Birliği’nin kendisini oluşturan devletlerin uzak bölgelerindeki verimsiz fabrikalara sübvansiyon sağlama lüksü kalmadığı söylenebilir. Üstelik imparatorluğun kaç cana mal olduğundan bahsetmedik bile. Bu bedel 1979 yılında Afganistan’ın işgalinden sonra görüldü. Sıradan Ruslar bu bedellere kayıtsız kalamıyordu çünkü istemeseler de bunu kendileri ödemek zorundaydı. Filistinli akademisyen Edward Said’in ifadesiyle “Her imparatorluk kendisine ve dünyaya diğer tüm imparatorluklardan farklı olduğunu, yağmacılığı ve kontrolü değil eğitmeyi ve özgürleştirmeyi amaç edindiğini söyler”. Ruslar da özellikle Belarusları ve Ukrayna’daki “küçük kardeşlerini” tartışırken aşağı yukarı aynı şeyi söylemişti.  Rusya’nın liderleri medenileştirme misyonuna inanıyor olsa bile, imparatorluğun milli güvenliği sağlamlaştırdığına daha çok inanıyorlardı. Gelgelelim tarih öyle demiyor. Gerçekte, emperyal kontrol kısa sürede aşırı büyümeye yol açar, güçlü devletin güvenliğini azaltır ve imparatorluğun çöküşünü hızlandırır.