Erişteden makarnaya

Erişte de derler, kesme de. Tek başına yendiği gibi, pilav gibi yemeklerin yanında da sunulur, çorbalara da katılır. Genelde taze açılıp kışlık erzak olarak kurutulup kış boyu tüketilirken, yaşken de tüketilebilir. Yıllarca pek yüz vermedim erişteye. Ama bir gün Antalya’da 7 Mehmet restoranda tulum peynirli, cevizli, tereyağlı, et suyunda pişmiş bir erişte yedim restoranın üçüncü kuşak sahibi Mehmet’in ellerinden. Bir anda kendimi Roma’daki ünlü Alfredo alla Scrofa restoranda hissettim. Uyduruk örnekleri bol krema ve peynir ile yapılan, orijinali ise parmesan ve bol tereyağı ile damakları şenlendiren meşhur fettuccine Alfredo işte bu dükkândan çıkmış. Garson makarnayı yayvan bir tabakta masaya getirir, üzerine bolca tereyağı ve parmesan peyniri koyar ve önünüzde iki çatalla elleriyle dans eder gibi makarnayı karıştırıp peynir ve tereyağı ile makarnayı bağlar. Yok böyle bir görsel ve tatsal şölen. İşte Mehmet de böyle bir lezzet yakalamıştı erişte ile.