Bir Adana seyahatimde benim gibi yemek düşkünü Adanalı dostlarım beni sokak arasında bir kebapçıya götürdüler. Girişteki dolapta etleri seyrederken ritmik bir ses duymaya başladım. Sesin kaynağına doğru ilerledim. Kalın bir tablanın üstünde domates, maydanoz, soğan ve biberleri bir elinde iki bıçak tutmuş, bunları belli bir ritimle kıyan bir usta gördüm. Boş eliyle arada bir sumak, pul biber gibi baharatlar ekliyordu üzerine. Hani o meşhur tuz dökme hareketi var ya, halt etmiş bu ritmik, ellerle dansı andıran ustalığın yanında. Kıpkırmızı püremsi lezzeti sac bir kayık tabağa alıverdi.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim