Çocukluğumdan hatırlarım büyükannemin mutfak masasında sulu köfte yapışını. Minik minik köfteleri masanın üzerinde elle yuvarlar, misketten az büyük boyutta şekillendirirdi. Daha sonra bu köfteleri una bulardı. Suyun içinde pişirince de ortaya açık renk soslu, harcında az pirinçli, kıvamlı bir köfte çorbası çıkardı. Aslında çorba demek biraz garip oluyor. Belki de sulu yemek demeliyim. Çok sevmiştim bu yemeği. Tam da Anglosaksonların dediği gibi bir ‘comfort food’du, yani ev yemeğiydi bu yemek. Ara sıra yapardı büyükannem bu sevdiğim yemeği. Yazın istersem “yok o kışlık yemek” derdi. Baharda veya yazın aynı köfteyi unsuz yapardı. Ona da sulu köfte derdi. Birinin suyu kıvamlıyken diğerinin suyu gevşek, ışık geçirgen, kullandığı salçadan dolayı kırmızıya çalan renkte olurdu. Köftelerle beraber küp küp doğradığı patates ve havuçları da eklerdi yemeğe.
16.02.2024 04:30
Mini mini köftelerle sulu sulu yemekler
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A-
Yazı Boyutunu Küçült
* Bu haber/yazı ve resimlerin eser sahipliğinden doğan tüm hakları Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’ne ait olup işbu yazı/haber ve resimlerin, kaynak gösterilmeksizin kısmen/tamamen izin alınmaksızın yeniden yayımlanması yasaktır. Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’nin, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 24. maddesinden doğan her türlü hakkı saklıdır.
Sıvı kahvenin atası Türk kahvesi
05 Aralık 2025
Karalahanayı çiğ mi alırsınız, pişmiş mi?
21 Kasım 2025
Kuru kaymak yok olmamalı
14 Kasım 2025
Bizim beyaz peynirden Yunanların feta’sına
31 Ekim 2025
Bu neyin reçeli?
Tüm Yazıları
24 Ekim 2025