Çocukluğumdan hatırlarım büyükannemin mutfak masasında sulu köfte yapışını. Minik minik köfteleri masanın üzerinde elle yuvarlar, misketten az büyük boyutta şekillendirirdi. Daha sonra bu köfteleri una bulardı. Suyun içinde pişirince de ortaya açık renk soslu, harcında az pirinçli, kıvamlı bir köfte çorbası çıkardı. Aslında çorba demek biraz garip oluyor. Belki de sulu yemek demeliyim. Çok sevmiştim bu yemeği. Tam da Anglosaksonların dediği gibi bir ‘comfort food’du, yani ev yemeğiydi bu yemek. Ara sıra yapardı büyükannem bu sevdiğim yemeği. Yazın istersem “yok o kışlık yemek” derdi. Baharda veya yazın aynı köfteyi unsuz yapardı. Ona da sulu köfte derdi. Birinin suyu kıvamlıyken diğerinin suyu gevşek, ışık geçirgen, kullandığı salçadan dolayı kırmızıya çalan renkte olurdu. Köftelerle beraber küp küp doğradığı patates ve havuçları da eklerdi yemeğe.
16.02.2024 04:30
Mini mini köftelerle sulu sulu yemekler
Gavurdağı salsayı yener
15 Kasım 2024
Kişnişi sevenlerden misiniz?
08 Kasım 2024
Mis gibi Bodrum mandalini
01 Kasım 2024
Dubai çikolatası nereden çıktı?
25 Ekim 2024
Yağ, lezzetleri taşıyan bir araçtır
Tüm Yazıları
11 Ekim 2024