Kuzey Ege veya bir Yunan adasında kumsalda yamuk tahta masalarda, kahvehane sandalyesinin üstünde, üzerinizde şort tişört, çıplak ayak geç bir öğle yemeği yediğinizi düşün. Masada birçok mezenin arasında ufacık kızarmış balıklar var. Çatal bile kullanmadan elinizle teker teker ağzınıza atıyorsunuz balığı. Tam çıtır çıtır bir lezzet. Balıktan çok dokuyu hissediyorsunuz. Aslında bu balık tek başına çok lezzetli, etli bir balık değil. Balıklar ayıklanmamış bile. Kılçıkları, kuyruğu ve kafasıyla yeniliyor anlayacağınız. Her biri beş ila altı cm arasında. Tadında dokusundan sonra hafif bir balık tadı ve kızartmanın tadı kalıyor ağzınızda. Bir anlamda cips yemek gibi bir şey bu balığı yemek. Başladınız mı duramıyorsunuz. Buyurun size papalina. Bu Ege, Akdeniz ve Kuzeybatı Atlantik’te yaşayan bir balık. Ayvalık, Cunda adası çevresinde bolca çıkıyordu, pişirilip yeniyordu. Genelde bu balık, balık yemi olarak kullanılıyor. Bizdeki esas adı çaça balığı. Yunanlar ve İtalyanlar papalina diyorlar bu balığa. İngilizler ise sprat. Türkçede de papalina denmesinin nedeni Yunan adalarının etkisi herhalde. Sıkça karşınıza çıkar papalina yaz ayları boyunca Yunan adalarındaki restoranlarda.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim