Umarım güzel bir tatil geçiriyorsunuz. Pandemiyi unutmadınız ama itiraf edin biraz rahatladınız. Ancak Covid 19 gerçeği hala tam önümüzde duruyor. Bugüne kadar maske-mesafe ve hijyen kuralına uyduk. Ama şu an en önemli silahımız aşı. Aşılama risk gruplarından başlayarak ülkemizde 16; Amerika, Kanada ve bazı Avrupa ülkelerinde 12 yaş üzerine kadar geldi. Fakat şu sıralar özellikle genç yetişkinler ve aileleri aşı konusunda tereddütlü. Pandemi boyunca gençlerin hastalığa yakalanma ihtimalinin düşük olduğu, hastalansalar bile hafif geçirecekleri söylendi. Halbuki bugün gençler, hastalığın en büyük yayıcıları. Milyonlarca genç aşılandı. Daha da aşılanacak ama aşıyı reddeden de bir grup var. Bu bir sorun, çünkü:
- Toplumun yüzde 70 ila 85’i aşılanmazsa toplumsal bağışıklanma olmayacak.
- Daha fazla gencin Uzun Covid’ten muzdarip olduğunu görüyoruz. Sağlıklı sporcular bile uzun süreli beyin sisi, göğüs ağrıları ve nefes darlığı ile karşılaşıyorlar.
- Genç yetişkinler aşılanmayarak, aşıları arkadaşları, aileleri ve diğer herkes için daha az etkili hale getirebilirler.
- Güçlü ve sağlıklı bağışıklık sistemleri geri tepebilir. Pek çok sağlıklı genç kişide sitokin fırtınası (bağışıklık sisteminin dosttan düşmana döndüğü an) görülüyor.
- Journal of Adolescent Health’e göre, 18 ila 25 yaş arasındakilerin üçte biri şiddetli Covid riski altında. Bunu destekleyen koşullar astım, diyabet, obez ya da kilolu olmak ve sigara içmek. Yine aynı dergide yayınlanan bir araştırmada 13-24 yaş aralığında, e-sigara kullanan gençlerde Covid 19 ihtimali 5 kat fazla.
- 16 yaş altı çocuklar ülkemizde henüz aşılanmaya başlanmadı.O yüzden uzmanlar çocuğu olan ya da çocuklarla iletişime giren herkese aşı olun diyor. Çocuklarda Covid 19 sonrası görülen MIS-C vakaları arttı. MIS-C, virüs vücudunuzu, kendi kan damarlarınıza karşı bir bağışıklık tepkisi vermeye teşvik ettiğinde oluşan bir durum ve damarlarda iltihaplanmayla sonuçlanır. Bu çocukların genellikle başlangıçta hiç semptomları olmaz ya da çok hafif olur. Hastalık geçti sanıldıktan neredeyse 1 ay sonra çocuk çok ağır bir tabloyla hastaneye getirilir. Doktorlar bu tabloyu ‘Başınıza gelene kadar, başınıza geleceğine inanamazsınız’ diye tanımlıyor.