Türkiye’de çarpıtılan kavramlardan biri de ‘’sanatçı’’ tanımı. Ressamlar, şairler, yazarlar, oyuncular, reklamcılar, belli mahallelerde oturanlar, sunucular, belli bir bara gidenler, mankenler, oyuncular hep sanatçı diye anılıyor. Çağlar ötesine kalacak şairler de bu kavramın içine sıkıştırılıyor, büyük ressamlar da, halkı eğlendiren arabeskçiler ya da pop yıldızları da. Niyetim kimseyi küçümsemek ya da dışlamak değil. Popüler kültür de toplumun olmazsa olmazıdır ve kendisini eğlendiren, oyalayan insanlara ihtiyaç duyar. Buradaki itirazım sadece terminolojiye. Bu girişten sonra gelelim asıl konuya. Sanat yapıtı, yaratıcı heyecanın estetik ölçülerle disipline kavuşturulmasıyla oluşur. Sadece heyecan, duygu, empati, içe doğan ezgiler, fırçanın ucuna gelen figürler yetmez. Bunlar şart elbette. Olmazsa olmaz. Ama bu heyecanları her sanatın estetik kurallarıyla işleyemezseniz, ortaya başka bir şey çıkar. Zordur gerçek sanatla uğraşmak. Bir ressam bomboş bir tuvalin karşısına geçer ve hiçbirimizin ulaşamayacağı bir yetkinlikle hayal dünyasını, düşüncelerini, eleştirilerini resmeder. Çılgın bir enerji ister bu. Yazarların boş kağıt karşısındaki durumu da böyledir, bestecilerin porteye notalar yazmak için beynini zorlaması da. Düşünsenize, diyezler bemoller hariç yedi tane nota var ve siz o malzemeyle dünyada daha önce hiç yapılmamış, şu anda da 8 milyar insanın yapmadığı özgün bir ezgi yaratacaksınız. Theodorakis bazı sohbetlerimizde ‘’Yepyeni bir beste yaratmak bir insan doğurmak gibidir’’ derdi.
11.02.2022 04:40
Sanatı rahat bırakın!
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A-
Yazı Boyutunu Küçült
Silivri Cezaevi izlenimlerim
02 Mayıs 2025
Anadolu Aleviliğinin inanç temeli
25 Nisan 2025
Anadolu Aleviliği nasıl doğdu?
18 Nisan 2025
Anadolu Aleviliğinin doğuşu
11 Nisan 2025
Politika ve siyaset
Tüm Yazıları
28 Mart 2025