Uzun süredir dijital reklamcılık sektöründe hedefleme amaçlı olarak kullanılan tanımlama bilgileri, son dönemdeki gizlilikle ilgili endişeler nedeniyle büyük bir dönüşümün ortasında kaldı ve Google’ın tanımlama bilgilerinin olmadığı bir geleceğe doğru gitmemize yol açtı. Bizi nelerin beklediğine dair sorularımızı RTB House Türkiye Ülke Müdürü Can Tunçer yanıtlıyor.
Öncelikle çerez diye bahsettiğimiz tanımlama bilgilerini açıklar mısınız?
Web sitesi tarafından oluşturulan ve web tarayıcıda depolanan metin dosyası şeklinde küçük bir veri parçası olan tanımlama bilgileri (ya da diğer adıyla çerezler) birinci taraf ve üçüncü taraf olmak üzere iki kategoriye ayrılıyor. Birinci taraf tanımlama bilgileri, etkileşimde bulunulan web sitesi tarafından oluşturuluyor ve saklanıyor. Bu tanımlama bilgileri, genellikle yalnızca kullanıcı tercihlerini veya alışveriş sepetlerini hatırlamak gibi çeşitli amaçlar için kullanılıyor. Birinci taraf tanımlama bilgileri genellikle sorunsuz olarak kabul ediliyor. Diğer taraftan ziyaret edilen web sitesi dışındaki kuruluşlar tarafından oluşturulan üçüncü taraf tanımlama bilgileri ise reklamcılıktan analitiğe veya sosyal medyaya kadar birçok amaç için kullanılıyor ev birçok mahremiyet savunucusu tarafından sorunlu olarak kabul ediliyor.
Peki tanımlama bilgileri neden kaldırılıyor?
Tanımlama bilgilerinin olmadığı bir gelecek, öncelikle reklamcılar ve sosyal medya platformları tarafından reklamları kullanıcılara göre özelleştirmek için yaygın olarak kullanılan ancak genellikle açık rıza olmaksızın aşırı veri toplanmasına yol açan üçüncü taraf tanımlama bilgilerini hedef alıyor. Bu durum, kullanıcılar arasında büyük bir endişeye yol açtı. Bu sorunu çözmeye yönelik iyi niyetli girişimlere rağmen, kullanıcıların büyük bölümü genellikle bir web sitesinin onay formunu kabul ederken neye onay verdiklerini tam olarak bilmiyor ya da anlamıyor. Bu endişeleri göz ardı etmeyen teknoloji şirketleri arasında, üçüncü taraf tanımlama bilgilerine yönelik desteğin sınırlandırılması ya da tamamen kaldırılması yönünde bir fikir birliği oluşmaya başladı.
Şu ana kadar tanımlama bilgileri kaldırılabildi mi?
Her ne kadar bazı tarayıcılarda tanımlama bilgilerine olan destek kaldırılmış olsa bu durum daha çok sektörün en büyük oyuncusu olan Google’a bağlı. Google, Chrome ile tarayıcı pazarının yüzde 65’ini elinde tutuyor ve online reklam gelirlerinin yüzde 28’i Google’ın kasasına giriyor. Bu nedenle reklamcılık ortamını Google’ın izleyeceği yol şekillendirecek. Google, ilk olarak 2020 yılında üçüncü taraf tanımlama bilgilerini aşamalı olarak kaldıracağını açıkladı ve sektör paydaşlarını bu sürece dahil etti. Ancak şirket çerezlerin kaldırılmasının 2025 yılına ertelendiğini duyurdu.
2025 yılına ertelenmesini nasıl değerlendirmeliyiz?
Açıklamada, çerezlerin kullanımdan kaldırılmasının zamanlama olarak "gelecek yılın başında" başlayacağı belirtilse de, çerezlerin kullanımdan kaldırılmasının tamamlanması için kesin bir tarih verilmedi. Bu erteleme, bütün sürecin tamamlanması için yaklaşık 14 haftalık ek zaman anlamı taşıyor. Böylece, reklamverenlere, teknoloji kategorisindeki iş ortaklarına ve genel olarak medya sektörüne, Özel Korumalı Alan API'lerinin geliştirilmesi ve daha geniş çapta benimsenmesi de dahil olmak üzere, çerezsiz geleceğe hazırlanmaları için daha fazla zaman tanıyacak.
Geriye kalan 14 haftalık dönemde markalar bu sürece nasıl hazırlanmalı?
Sektörün bu değişime hazırlık süresinin uzatılmasını, bir fırsat olarak kullanılması kritik önem taşırken, iş birliği yapmak ve süreci daha derinlemesine öğrenmek için mevcut sürenin bir şans olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Yapılacakları şöyle özetleyebiliriz:
Veri Stratejisi Belirlenmeli: Markalar, çerezsiz bir dünyada başarılı olmak için veri stratejilerini gözden geçirmeli ve güncellemelidir. Bu, hangi verilerin toplanacağını, nasıl kullanılacağını ve depolanacağını belirlemeyi içerir.
Birinci Parti Verilere Yatırım Yapmalı: Çerezlerin kaldırılması, markaların birinci parti verilere daha fazla odaklanmasını gerektirecektir. Bu, müşterilerden doğrudan toplanan verileri içerir ve genellikle daha güvenilir ve değerlidir.
Gizlilik Odaklı Bir Yaklaşım Benimsemeli: Markalar, gizlilik odaklı bir yaklaşım benimseyerek müşterilerinin güvenini kazanabilir. Bu, veri toplama ve kullanma uygulamalarının şeffaf olmasını ve kullanıcıların verileri üzerinde kontrol sahibi olmasını sağlar.
Kişiselleştirme Stratejilerini Gözden Geçirmeli: Çerezler olmadan, markaların kişiselleştirme stratejilerini yeniden düşünmeleri gerekebilir. Bu, daha geniş demografik bilgilere dayalı hedefleme veya kontekstüel hedeflemeyi içerebilir.
Alternatif Teknolojilere Yatırım Yapmalı: Çerezsiz teknolojilere yatırım yapmak, markaların hala etkili bir şekilde hedefleme ve ölçüm yapabilmelerini sağlar. Bu örneğin; makine öğrenmesi veya yapay zeka gibi teknolojileri içerebilir.
Ortaklık ve İş birlikleri: Markalar, veri sağlayıcıları, teknoloji sağlayıcıları ve diğer iş ortaklarıyla iş birliği yaparak çerezsiz bir dünyaya uyum sağlamada yardımcı olabilir.
RTB House olarak bu sürece siz nasıl hazırlanıyorsunuz?
RTB House olarak Derin Öğrenme çözümlerinin çeşitli tanımlama bilgisi içermeyen hedefleme teknikleriyle nasıl çalışabileceğini kapsamlı bir şekilde test etmekle kalmadık, aynı zamanda Privacy Sandbox'ın oluşturulmasında derinlemesine yer aldık ve bazı temel unsurlarını tasarladık. Tescilli Derin Öğrenme algoritmamızla bağlantılı olarak tanımlama bilgisi içermeyen çözümleri gerçek kampanyalarda zaten kullanıyoruz ve üçüncü taraf tanımlama bilgileri kullanımdan kaldırılmadan önce bu çözümleri test etmelerine yardımcı olmak için bir dizi marka ve ajansla yakın bir şekilde çalışıyoruz. Daha fazla bilgi için bizlere ulaşabilir, blog.rtbhouse.com/ adresinden güncel gelişmeleri takip edebilirsiniz.
Bu bir ilandır
