Tahran'ın başarılı bir casusluk operasyonu yürüttüğüne dair kanıtlar artarken, İsraillilere hassas askeri bölgelerin fotoğraflarını çekmeleri için İran tarafından yüz binlerce dolarlık kripto para ödendi. Bu ay İran'ın balistik füzeleriyle vurulan Nevatim hava üssü, Hizbullah'ın insansız hava aracı saldırısında dört askerin öldüğü Golani eğitim üssü ve ülkenin Demir Kubbe hava savunma bataryaları, İranlı casuslar tarafından keşfedildi.
Aralarında bir asker kaçağı ve iki reşit olmayan çocuğun da bulunduğu kuzeydeki Hayfa kentinden yedi Yahudi İsrail vatandaşı, iç istihbarat teşkilatı Şin Bet ve İsrail polisi tarafından yürütülen soruşturma sonucunda tutuklandı. Savcılara göre şüphelilerden bazıları iki yıldır casusluk yapıyordu. Son tutuklamalar, İsrail'in İran'ın son balistik füze salvosuna karşılık vermeye hazırlandığı şu günlerde Orta Doğu'da yoğunlaşan casusluk savaşının altını çizdi.
Tahran sokaktan casus topluyor
İsrail'in misilleme saldırılarının provasını yaptığı askeri tatbikatların ayrıntılarını içeren çok gizli ABD belgeleri cuma günü İran yanlısı bir Telegram kanalına sızdırılarak şimdiye kadarki en ciddi güvenlik ihlali gerçekleştirilmiş oldu. Tahran'ın İsrail'de evsizleri, uyuşturucu bağımlılarını ve suçluları avlayarak onlarca ajan devşirdiği görülüyor.
Geçtiğimiz hafta Tel Aviv'de 35 yaşındaki Vladimir Varkhovsky adlı bir kişi, İsrailli bir bilim insanını öldürmek için İranlılarla 100.000 dolar karşılığında pazarlık yaparak silah temin ettiği iddiasıyla tutuklandı. Günler önce de 30 yaşındaki Vladislav Victorsson ve 18 yaşındaki partneri Anna Bernstein, Ramat Gan ve Petah Tikva'da çizdikleri Binyamin Netanyahu karşıtı grafitilerin her bir parçası için 20 dolar aldıkları iddiasıyla gözaltına alınmışlardı. Geçen ay görülen daha ciddi bir davada ise 72 yaşındaki İsrailli işadamı Moti Maman, İsrail Başbakanı Netanyahu'ya suikast düzenlemek için İran'a giderek 1 milyon dolar talep etmekle suçlanıyordu.
Kiralık casuslar
Potansiyel hainlere büyük miktarlarda nakit para teklif eden Tahran, İsrail'in dış istihbarat teşkilatı Mossad'ın son istihbarat darbelerinden ders almışa benziyor. Belki de en çok 1960 yılında Adolf Eichmann'ı Arjantin'den kaçırmasıyla ünlenen Mossad, bugünlerde Güney Amerika'da Nazi avcılığıyla daha az meşgul ve Tahran'da suikastlar ve sabotajlar düzenleyerek önemli başarılar elde etti. Teşkilatın eski başkanı Yossi Cohen, üç yıl önce verdiği bir röportajda, İran'ın nükleer silah arşivini kıran 2018 soygununun 20 ajan tarafından gerçekleştirildiğini ve bunların hiçbirinin İsrailli olmadığını açıkladığında, grubun İran operasyonları hakkında nadir bir fikir vermişti.
Mossad'ın İran'daki meşhur başarıları arasında İranlı bir nükleer bilim adamının uzaktan kumandalı bir makineli tüfekle infaz edilmesi, İran'ın nükleer bilgisayar ağına kötü amaçlı yazılım bulaştırılması ve bu yılın başlarında Tahran'daki güvenli evine bubi tuzağı kurulan Hamas lideri İsmail Haniye'ye düzenlenen suikast yer alıyor. İran ise hain olduğundan şüphelendiği kişileri düzenli olarak idam ediyor ve geçtiğimiz haftalarda İsrail'in Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ı kolayca öldürmesi ihanet şüphelerini yeniden gündeme getirdi. Devrim Muhafızları Ordusu'nun denizaşırı kanadı Kudüs Gücü'nün başındaki 67 yaşındaki İsmail Kaani üç hafta boyunca ortadan kayboldu ve çifte ajan olduğu şüphesiyle sorgulanmak üzere çağrıldığı söylentilerine yol açtı. Tahran sık sık Yahudi azınlık grubunun üyelerini İsrail'e karşı gizli ve psikolojik operasyonlara zorlamaya çalışıyor ve İsrail'in 7 Ekim saldırılarına verdiği tepkiyi protesto eden topluluğun görüntülerini paylaşıyor.