23 Aralık 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 24.02.2023 13:41 | Son Güncelleme: 24.02.2023 14:21

New York Times analizi: Türkiye'de dikkatler müteahhitlere çevrildi ancak tek suçlu onlar değil

Türkiye'de 6 Şubat depremlerinin ardından yıkılan binalara dair soruşturmalar da başladı. Birçok müteahhit tutuklandı. New York Times analizinde, ihmallerin olduğu binalara dair tutuklananlar arasında hem iktidara hem muhalefete yakın isimler olduğunu yazdı
21 Şubat'ta kimliği belirsiz depremzedelerin defnedildiği Antakya'daki bir mezarlık (Emin Özmen/The New York Times)
21 Şubat'ta kimliği belirsiz depremzedelerin defnedildiği Antakya'daki bir mezarlık (Emin Özmen/The New York Times)

Ben Hubbard, Elif İnce ve Şafak Timur / The New York Times

Bu ayın başında bir müsabaka için Türkiye'ye gelen iki düzine öğrenci voleybolcu, dört öğretmen ve 12 veli, Adıyaman'ın güneyindeki İsias Otel'e yerleşti. 6 Şubat'ta güçlü bir deprem meydana geldiğinde, bina çöktü ve dört yetişkin dışında otelde kalan onlarca insan hayatını kaybetti. 

Enkazı inceleyen bir mühendis, zayıf beton ve yetersiz çelik takviyeye dair deliller buldu. O ve meslektaşları bir ön raporda, kalitesiz inşaatın binayı daha küçük depremlere karşı bile savunmasız bıraktığı sonucuna vardı. O zamandan bu yana geçen haftalarda, Türk makamları, ölümcül bina çökmelerine neden olabilecek ihmallerden şüphelenilen binaların müteahhitleri ve mal sahiplerini hedef alan bir soruşturma kapsamında, otelle bağlantılı üç kişiyi tutuklandı.

Öfkenin odak noktası haline geldiler

Bazıları havaalanında üstlerinde bir yığın parayla yakalanan şüpheliler, halkın öfkesinin odak noktası haline geldi ve şimdi birçoğunun son yirmi yılda giren ve binaları depreme dayanıklı hale getirecek kodları çiğneyerek karlarını artırıp artırmadıkları sorgulanıyor. 

Denetleyecek firmaları kendileri seçiyorlardı

İnşaat sektörü uzmanları, kusurlu binalardan sorumlu müteahhitlerin cezalandırılması gerektiğini söylüyor. Ancak aynı zamanda, yalnızca onları hedeflemenin, binlerce ölüme katkıda bulunmuş olabilecek ağır ihmali gizlediği konusunda da uyarıyorlar. Geçtiğimiz on yılın büyük bir bölümünde, müteahhitler binalarını denetlemek için hangi özel şirketleri kiralayacaklarını özgürce seçebiliyorlardı; bu, hükümetin sonunda yasadışı ticari bağlara yol açtığı bir düzenlemeyi doğurdu. 

1999'da Türkiye'de meydana gelen bir başka büyük depremin ardından çöken binaları soruşturan eski bir savcı olan Ali Özgündüz, "Suçun sadece müteahhitlere yüklenmesi kolay bir çıkış yolu olacaktır" dedi. Şubat ayı başında meydana gelen 7,8 büyüklüğündeki depremden bu yana, Türkiye'nin güneyinde 100 binden fazla bina hasar gördü ve 43 binden fazla insan hayatını kaybetti. Suriye'de 5 bin 500'den fazla kişi öldü.

Binaları güçlendirmek için adım atılmadı

Devlete ait Anadolu haber ajansının Çarşamba günü bildirdiğine göre, Türk hükümeti şimdiye kadar kusurlu veya çökmüş binalarla bağlantılı olduğundan şüphelenilen 564 kişiyi soruşturdu. Bunlardan 160'ı tutuksuz yargılanmak üzere tutuklandı, 175'i gözaltında ve onlarca kişi hakkında da tutuklama kararı çıkarıldı. Birçoğu müteahhit ve inşaatçı. Hükümet, kimin ve neden soruşturulduğuna dair birkaç ayrıntı yayınladı. Yıkılan bazı binalardaki kusurlar depremden önce iyi bir şekilde belgelendi. Güncellenmiş sismik standartlara uyması gereken çok yeni binalar da yıkıldı. Diğerlerinde, müteahhitler bina yönetmeliklerini ihlal ettikleri için para cezası ödediler ancak davalara katılan avukatlara göre savunmasız yapıları tahliye etmek veya güçlendirmek için hiçbir adım atılmadı.

"Sorumluluktan kaçmaya çalışıyor"

Türkiye İnşaat Mühendisleri Odası'nın eski başkanı Cemal Gökçe, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hükümetini ve iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisini, şehirleri deprem hasarına karşı daha savunmasız bırakan gevşek bir düzenleme ortamını teşvik etmekle suçladı. Gökçe, “Hükümet sorumluluğu mühendislere ve mimarlara yükleyerek sorumluluktan kaçmaya çalışıyor. Ama asıl suçlu hükümet çünkü onlar kârı kamu çıkarının önüne koyuyorlar” dedi. Geçtiğimiz haftalarda afet bölgesine yaptığı ziyaretlerde Erdoğan, Türkiye'nin depreme hazırlık durumunu iyileştirmenin gerektiğini savunuyordu. Erdoğan salı günü yaptığı açıklamada, “Yaşadığımız felaketten öğrenecekleri dersler var. Eksikliklerimizi gidermemiz ve geçmiş deneyimler ışığında güçlü yönlerimizi güçlendirmemiz çok önemli” dedi.

Sismik olarak aktif bir ülke olan Türkiye, 1999 yılında İstanbul yakınlarında meydana gelen ve 17 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği güçlü bir depremden bu yana bina yönetmeliklerini düzenledi. Ancak 2021 meclis raporuna göre, 2000 yılından önce inşa edilen 7,8 milyondan fazla bina depremlere karşı oldukça savunmasız durumda.

Daha yeni binalar için inşaat uzmanları, güçlendirilmiş bina kurallarının teknik olarak iyi olduğunu söylüyor. Ancak inşaatçılar bazen bu kurallara bağlı kalmıyorlar. Özgündüz, çeşitli düzeylerde zayıf halkalara dikkat çekti: Kötü tasarlanmış projelere yeşil ışık yakan yerel yetkililer, inşaat sırasındaki kusurları gözden kaçıran müfettişler ve parlamentonun 2018'de milyonlarca birimdeki yapı yönetmeliği ihlalleri için kapsamlı bir af geçirmesi. Özgündüz, “Siyasi otorite de sorumludur” dedi. 

Soruşturmaların kapsamını genişletme umuduyla bazı meslek kuruluşları, devlet görevlilerine karşı davalar hazırlıyor. Gökçe, inceleme yöntemiyle ilgili sorunların kötü uygulamaların gözden kaçmasına neden olduğunu söyledi. Şimdiye kadar, inceleme altındaki şüpheliler arasında en az iki inşaat müfettişi yer alıyor ve bu da hükümetin soruşturmasını genişletebileceğini gösteriyor. Gökçe’nin söylediğine göre 2011'den 2019'a kadar müteahhitlerin binalarını denetleyen özel şirketleri seçme ve ödeme yapmalarına izin verilmesinin, inşaatçıları kendilerine en az sorun çıkaracak düşük maliyetli müfettişler tutmaya teşvik etti.

2019'da sistem değiştirildi

Hatta bazı müteahhitler, daha sonra kendilerini etkili bir şekilde denetlemek için ödeme yapacakları kendi teftiş şirketlerini kuracak kadar ileri gittiler. Hükümet 2019'da sistemi değiştirdi ve müfettiş atamaya başlayarak sistemin en büyük sorunu dediği sorunu ortadan kaldırdı. Depremden bu yana tutuklanan bazı kişilerin hem hükümet hem de muhalefet olmak üzere siyasi partilerle bağlantıları vardı, ancak bunların yaptıkları işlerde oynadıkları rol hemen netlik kazanmadı.

Hem iktidara hem muhalefete yakınlar

KKTC’den gelen voleybolcuların öldüğü İsias Oteli ile ilgili olarak tutuklanan kişilerin, Türkiye'deki siyasi bölünmenin her iki tarafıyla, yani hükümet ve muhalefetle bağları vardı. Bunlardan biri, Mehmet Fatih Bozkurt, 2014 yılında Erdoğan'ın iktidar partisi için Adıyaman Kent Konseyi üyesi olarak görev yapmış, ancak Türkiye’deki haberlere göre ertesi yıl babası Ahmet Bozkurt’un en büyük muhalefet partisi için milletvekili adayı olması üzerine partiden istifa etti.

Hükümete yakın bir gazete olan Sabah'ta yer alan ifadesine göre Bozkurt, yetkililere oteli 1995 yılında yaptırdığını ve oteli kimin denetlediğini hatırlamadığını söyledi. Daha sonra binayı zayıflatacak şekilde değişiklik yaptığı yönündeki suçlamaları reddetti. Kahramanmaraş'ta depremin merkez üssü yakınlarındaki Badi Saba adlı büyük ve yeni inşa edilmiş bir konut projesinin inşaatçısı Şahin Avşaroğlu, Erdoğan'ın partisinin ilçe başkanı olarak görev yaptı. Instagram hesabı Erdoğan'ın eski maliye bakanı olan damadı da dahil olmak üzere üst düzey yetkililerle çekilmiş fotoğraflarıyla doluydu. Yetkililer Avşaroğlu'nu tutukladı ve Türk medyası partinin onu görevinden aldığını yazdı. 

"Sistem bozuk"

Diğer projeler o kadar yeniydi ki en son 2018'de güncellenen daha yeni bina kodlarını takip etmeleri gerekiyordu. Türkiye Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, yönetmeliklere uyulmasını sağlama sorumluluğunun hükümette olduğunu söyledi. Candan, “Bu kesinlikle büyük bir deprem ama bu Türkiye'deki ilk deprem değil. Mevzuat tek başına bir şey ifade etmez: Onu denetleyecek bir kamu otoritesi olması gerekir. Sistem bozuk” diye konuştu. 

© 2023 The New York Times Company