23 Aralık 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 19.12.2023 08:26 | Son Güncelleme: 19.12.2023 08:28

New York Times araştırması: Putin Batı boykotunu nasıl kazanca dönüştürdü?

Ukrayna savaşı sonrası Batılı büyük şirketler, Rusya'dan ayrılmaya karar verdi. Ancak Rus ekonomisine darbe vurmayı amaçlayan bu karar başarılı olmadı. Putin bazı şirketlere el koydu, bazılarınınsa kendisine yakın olan iş insanlarına devredilmesini sağladı
New York Times araştırması: Putin Batı boykotunu nasıl kazanca dönüştürdü?

Paul Sonne ve Rebecca R. Ruiz / The New York Times

Rus birliklerinin ülkesini işgal etmesinden kısa bir süre sonra Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy Batılı şirketlere bir çağrıda bulundu: Rusya'yı terk edin. Rusların tek bir kuruş bile almadığından emin olun. 

Yüzlerce şirket bu çağrıya yanıt verdi. Politikacılar ve aktivistler bunun Rus ekonomisini boğmaya ve Kremlin'in savaş çabalarını baltalamaya yardımcı olacağını öngördüler. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in başka planları vardı. Putin, büyük Batılı şirketlerin çıkışını Rusya'nın sadık elitleri ve devletin kendisi için bir talih kuşuna dönüştürdü. Satmak isteyen şirketleri yangından mal kaçırırcasına satış yapmaya zorladı. Satışları Moskova'nın belirlediği alıcılarla sınırladı. Bazen de şirketlere doğrudan el koydu.

Batılı şirketler 103 milyar dolar zarar etti

New York Times'ın yaptığı bir araştırma Putin'in beklenen bir talihsizliği nasıl zenginleşme planına dönüştürdüğünün izini sürdü. Times'ın mali raporlar üzerinde yaptığı bir analize göre, savaşın başlangıcından bu yana ayrıldığını açıklayan Batılı şirketler 103 milyar dolardan fazla zarar beyan etti. Putin, ayrılma koşullarını dikte ederek şirketleri bu servetin mümkün olduğunca büyük bir kısmı için sıkıştırdı. Ayrıca bu çıkışları sürekli artan vergilere tabi tutarak geçtiğimiz yıl Rusya'nın savaşı için en az 1.25 milyar dolar gelir elde etti.

Rusların baskın olduğu sektörler arttı

Hiçbir özel anlaşma güvenli değildir. Örneğin Hollandalı bira şirketi Heineken bu bahar bir alıcı buldu ve bir fiyat belirledi. Ancak müzakerelere yakın kişilerin söylediğine göre Rus hükümeti anlaşmayı tek taraflı olarak reddetti ve şirketin Rusya'daki hisselerini eski bir Rus senatörle evli olan bir aerosol paketleme devinin eline verdi. Sonuç olarak Putin, Sovyetler Birliği'nin çöküşünden bu yana Rusya'daki en büyük servet transferlerinden birini yönetti. Asansörler, lastikler, endüstriyel kaplamalar ve daha birçok sektör artık giderek daha baskın hale gelen Rus oyuncuların elinde.

"Ucuza aldık, teşekkürler"

Bazı durumlarda bu oyuncu devlettin kendisi. Devlete ait işletmeler Ikea ve Toyota gibi şirket devlerinin varlıklarını satın aldı. Birçok durumda Putin satışları bizzat onaylıyor. Starbucks'ı devralmak için Putin yanlısı bir rapçi ve güçlü bir senatörün ortaklarıyla bir araya gelen tanınmış restoran işletmecisi Anton Pinsky, "Bunlar bizim için kesinlikle iyi anlaşmalar" dedi. Moskova'da verdiği bir röportajda kendi anlaşmasının önemini küçümsedi ancak Batılıların ayrılmasının etkisi konusunda netti. Pinsky, "Batırdınız, bıraktınız. Biz ucuza aldık. Teşekkür ederiz" ifadelerini kullandı.

Bugün Rusya'da, tahmin ettiğinden daha uzun, daha ölümcül ve daha maliyetli olduğu kanıtlanan bir savaşa rağmen Putin'in normallik hissini sürdürmesine yardımcı olan güçlü bir tüketici dünyası canlı bir şekilde devam ediyor. Bu şirketlerin hammaddeleri yurt içinden satın alma ya da dost ülkelerden ithal etme şansı var. Müşteriler de sözde raflardan indirilen ürünleri hala kolayca satın alabiliyor. Putin'in ekonomik karşı saldırıları, savaştan kazanç sağlayan elitler arasındaki desteği güçlendirmeye ve Batı'nın izolasyonunun etkilerini köreltmeye yardımcı oldu. Ukrayna uluslararası desteği pekiştirmek gibi kısa vadeli zorunluluklarla meşgulken, Rus ekonomisinin görece dayanıklılığı Putin'in uzun vadeli bir oyun oynamasını sağladı.

Azalan rekabet uzun vadede zarar verebilir

Daha önce açıklanmamış belgeler, mali tablolar ve Rusya ve Avrupa'daki düzinelerce anlaşma taraflarıyla yapılan görüşmeler, Moskova'nın artık neredeyse her çıkışı mikro düzeyde denetlediğini gösteriyor. Şirketler satış onayı alabilmek için şeffaf olmayan bir sistemde yol almak zorunda. Şirketlerin ayrılma dalgası can yaktı. Rusya'nın bir iş paryası olduğuna dair küresel bir sinyal gönderdi. Ekonomi gergin ve aşırı ısınma riski altında. Putin'in Batılı şirketlerin ayrılmasına yönelik tutumu Rusya'nın iş yapmak için tehlikeli bir yer olduğu imajını pekiştirdi. Bazı üst düzey Rus yetkililer bile azalan rekabet ve yabancı yatırımın uzun vadede sıradan Ruslara ve ekonomiye zarar vereceğini kabul ediyor.

"Her şeyin çökeceğini mi düşündüler?"

Kremlin, şirketlerin Rusya'da kalmasını tercih ettiğini söylüyor. Ancak Putin ayrılmanın zarar vereceği fikriyle alay ediyor. Rusya lideri bu ay yaptığı bir açıklamada, "Burada her şeyin çökeceğini mi düşündüler? Öyle bir şey olmadı. Rus şirketleri devraldı ve yoluna devam etti" diye konuştu. 

Batılı firmalar için çıkış sürecinin üzerinde gözdağı ve güç tehdidi var. Geçtiğimiz yaz Putin, Danimarkalı bira üreticisi Carlsberg'in Rusya koluna yaklaşık yarım milyar dolar nakit parayla birlikte el koymuş ve şirketi geçici olarak arkadaşlarından birinin kontrolüne vermişti. Bu yıl benzer şekilde en az dört şirket daha devletin etkin el koymaları sonucunda faaliyetlerinin kontrolünü kaybetti. Bugün Putin, Rusya'nın lehine işleyen sıkıntılı bir çıkış sürecinin başında bulunuyor. Ancak bu süreç savaşın ilk günlerinde sadece Rus ekonomisini canlı tutmak gibi acil bir hedefle başlamıştı.

Çıkışları engellemek

Şubat 2022'deki işgalden iki hafta sonra Beyaz Saray'dan konuşan Başkan Joe Biden, Batı'nın Rus ekonomisini çökerttiğini söyleyerek övündü: Rusya'yı terk eden işletmelerin ve uluslararası şirketlerin listesi her geçen gün artıyor. O zaman Putin için işler kötü görünüyordu. Moskova'daki borsa kapalıydı ve ruble çökmüştü. Rusya Batılı şirketlerin tüm istihdamını, üretimini ve nakit parasını kaybederse bunun etkileri yıkıcı olabilirdi. Ancak Putin finansal cevabını hazırlıyordu. Yurtdışına para çıkışını kısıtladı ve dost olmayan ülkelerden şirketlerin işlerini satmadan önce onay almalarını şart koştu.

Küresel markalara yapılan baskı

Amerika Birleşik Devletleri'nde belki de Yale Üniversitesi yönetim profesörü Jeffrey Sonnenfeld'den daha yüksek sesli bir figür yoktu. Kablolu haber programlarına çıkarak Rusya'da kalan şirketleri eleştirdi. Sonnenfeld, Güney Afrika'da ırk ayrımcılığının ortadan kaldırılmasına yardımcı olan şeyin yaptırımlardan ziyade şirket boykotları olduğunu hatırlattı. Ofisini bir tür savaş odasına dönüştürdü ve Yale ekibiyle birlikte şirketlere Rusya ile bağlarını koparma çabaları konusunda notlar verdi. 

Bu şirketlerin kimin eline geçeceği sorusu ise pek endişe verici değildi. Bir röportajında "Putin fritözde daha iyisini yapabileceğini düşünüyorsa buyursun yapsın. Gerçekten umurumuzda değil. Önemli olan tanınmış bir küresel markanın onayı olmadığını göstermek" dedi. Sonnenfeld'in listesi ve benzerleri hissedarların, Ukraynalı aktivistlerin ve sıradan tüketicilerin baskısını artırdı.

Heineken ve Carlsberg anlaşmaları

2023 yılına gelindiğinde, manzara belirsiz bir hale geldi. Kremlin sürekli olarak kuralları değiştiriyor ve her zaman daha fazlasını talep ediyor gibi görünüyordu. Unilever'in de aralarında bulunduğu şirketler, varlıklarının hükümetin eline geçmesindense Rusya'da kalmayı tercih edeceklerini açıkladı. Bu ortamda Heineken ve Carlsberg yöneticileri, Putin'in kendisine daha da büyük yetkiler verdiği bu yıl hala muhtemel alıcılarla görüşüyordu. 

Nisan ayında Rus hükümetinin yabancı varlıklara el koyabileceğini ve bunları istediği kişinin geçici gözetimi altına verebileceğini açıkladı. Şirketler artık doğrudan el konulma riskiyle karşı karşıyaydı. Heineken o ay bir anlaşmaya vardı ve Kazak bir iş adamı olan alıcı hükümetten onay istedi. Carlsberg yöneticileri de aynı yolu izleyerek, kısa süre önce ABD merkezli Ball Corp'un yüksek kârlı içecek paketleme işini alan Rus aerosol üreticisi Arnest'e satış yapmayı planladı. Her iki bira üreticisi de Rusya'dan ayrılma planlarını duyurduktan bir yıldan fazla bir süre sonra nihayet bunu gerçekleştireceklerinden emindi.

El koydu

Temmuz ayında Putin, Carlsberg yöneticilerini gafil avlayarak şirkete el koydu ve uzun süredir ortağı ve judo arkadaşı olan Taimuraz Bolloev'in eline verdi. Carlsberg cazip bir hedefti. Şirket ikonik Rus bira markası Baltika'yı kontrol ediyordu ve kısa süre önce Rusya operasyonuna yaklaşık 3 milyar dolar değer biçmişti. Satış başvurusu, yarım milyar dolar nakit parası olduğunu ortaya koymuştu.

Bir başka gelişme de Rus yetkililerin Heineken'in anlaşmasını reddetmesi oldu. Müzakerelere yakın kişilere göre, yetkililer işi Arnest'e yönlendirdi. Anlaşma tek bir eurove 100 milyon dolarlık borç geri ödeme sözü karşılığında gerçekleşti. Carlsberg yöneticileri için bu destan henüz bitmemişti. Bolloev'in şirketi kalıcı olarak devretmeleri için kendilerine baskı yaptığını söylediler. Birkaç hafta içinde Rus yetkililer iki şirket çalışanını tutukladı ve evlerine baskın düzenledi. Rus haber kaynaklarının bildirdiğine göre bu ay Bolloev yetkililerden şirketi kamulaştırmalarını istedi. 

Rusya'nın güvenlik konseyi başkan yardımcısı olan eski devlet başkanı Dmitry Medvedev, parayı ülke dışına çıkarıp Ukrayna'yı silahlandıran ülkelere geri götürmeye çalışan şirketlere sempati duymadığını ifade etti. Carlsberg'e Rus bütçesini şişirdiği için teşekkür ederek alay etti. "Güçlü bir bütçe cepheye yardım demektir. Bu bağlamda, anlamsız Danimarkalılar da modern Rus silahlarına katkıda bulunuyorlar" diye yazdı geçen ay bir açıklamasında.

© 2023 The New York Times Company