Geçen ay Türkiye'nin güneyindeki kasabasını yerle bir eden depremlerin ardından temel ihtiyaçlar için mücadele eden komşularını göre Kadir Haliloğulları, serasını yaklaşık 40 kişinin barınabileceği bir alana dönüştürdü. Haliloğulları, oluklu metal parçaları kullanarak ailesinin bahçesinde komşularının kullanması için derme çatma bir banyo yaptı.
Ayrıca telefonlarını şarj edebilmeleri içinkullanılmış bir jeneratör satın aldı. Geçen ayki depremlerde iki düzineden fazla arkadaşını ve akrabasını kaybeden Haliloğulları Wall Street Journal’a verdiği röportajda "Yağmur altında duran çocukları gördüm ve yardımın gelmediğini fark ettim. Bir şeyler yapmam gerektiğini düşündüm" sözlerini kullandı.
'Tamirci Kadir'
47 yaşındaki Haliloğulları için Samandağ'da normal bir gün, komşularının isteklerini not almak için çıktığı bir yürüyüşle başlıyor. Çevresindeki aileler için toplam dokuz çadır inşa etmesi, Haliloğulları'na Tamirci Kadir lakabını kazandırdı. Boş zamanlarında yaşlıları tıraş ediyor ve yerel hükümet yetkilileri için saç kesiyor. Akşam olduğunda ekmek dağıtan Haliloğulları aynı zamanda kırık barakaları ya da çadırları onarıyor.
Haliloğulları çocuklarının kaldığı çadırın çatısına da ders çalışabilsinler diye bir ampul taktı. Birçok kişiye yardım eden depremzede çocukları için "Onlar için dua ediyorum; üniversiteye gitmeliler" sözlerini kullandı.
Birçoğu barınacak yer bulamıyor
Yıkıma uğrayan deprem bölgesinde on binlerce insan, hayatta kalmak için ailelerinin, komşularının ve yabancıların şefkatine bel bağlayan kasvetli bir gelecek haritası çıkarmak zorunda kaldı. Yüz binlerce insan bölgeyi terk etmiş olsa da, çok daha fazlası geride kaldı ve birçok az miktardaki devlet yardımı ile geçinmeye çalışıyor. Samandağ'da bazı aileler çadır yapmak için muşamba ve sopa toplarken, diğerleri kendilerini ve komşularını doyurmak için toplu halde yemek pişirdi. Birçoğu haftalardır doğru düzgün duş almamıştı.
Gazi Baytor ve ailesinin kendi çadırlarını kuracak malzemeleri yoktu, bu yüzden o ve bir düzine akrabası sebze taşımak için kullanılan bir kamyonun içinde yaşamaya başladı. Baytor, eşyalarını koyacakları bir barınak için yer açmak amacıyla ailesinin limon ağaçlarının çoğunu kesmek zorunda kaldı. Baytor yaşadığı süreci "Çok üzgündüm ama bir yerden de başlamak zorundayız" sözleriyle anlattı
"Samandağ ihtiyacı olan 12 bin çadırın yarısından azına sahip"
Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Samandağ'daki 130 bin kişinin yaklaşık yüzde 70'inin, binalar güvenli olmadığı ya da bölge sakinleri geri dönmekten endişe ettiği için evlerinin dışında yaşadığını söyledi. Eryılmaz, Samandağ'ın ihtiyacı olan 12 bin çadırın yarısından daha azına sahip olduğunu tahmin ettiğini belirtti.
1 milyon 400 bin kişi çadırlarda kalıyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yönetimi felakete geç müdahale ettiği için eleştirilere maruz kaldı. Hükümet o zamandan bu yana durumu ele almak için çeşitli adımlar attı. Afet yönetim ajansı AFAD, geçtiğimiz hafta 1 milyon 400 bin kişinin çadırlarda barındığını söyledi. Toplamda 360 bin çadır kurulduğunu söyleyen AFAD'ın bu çadırlardan kaçını sağladığı ise henüz tespit edilemedi. Erdoğan, depremlerin harap ettiği 11 ili bir yıl içinde yeniden inşa sözü verdi. Cumhurbaşkanı geçen ay yaptığı açıklamada "Devlet ve millet omuz omuza verecek ve bu sıkıntılı günleri süratle geride bırakacağız" dedi.
Depremden sonra hayatta kalan birçok kişi hükümetin kaynak kapasitesi ve iddialı inşaat planı konusunda şüpheci. Türk hükümeti yemek gibi bazı ihtiyaç maddelerini sağlamış olsa da, pek çok kişi yardıma koşan ve gıdadan giysiye ve kadın hijyen ürünlerine kadar her şeyi dağıtan kar amacı gütmeyen kuruluşlar ve yerel belediyeler ağına büyük ölçüde güvendiklerini söyledi.
Samandağ Belediye Başkanı Eryılmaz, internette yayınladığı bir videoda, belediyesine çadır dağıtmadığı için hükümeti eleştirdi. Daha sonra yaptığı bir açıklamada AFAD'ın bazı çadırları yerel silahlı kuvvetlere ve köy muhtarlarına teslim ettiğine inandığını, bu nedenle kaç çadır dağıtıldığını belirlemenin zor olduğunu paylaştı.
"Size döneceğiz dendi ama kimse aramadı"
Çadırları olmayan Ali ve Zehra Altınöz, iki yetişkin çocuklarıyla birlikte 6 Şubat'tan bu yana arabalarında uyuyor ve gönüllülerden gelen yemek ve suyu kullanıyorlar. Aile, arabalarının arkasını bisküviden meyveye, torunları için bebek bezine, portakala ve kahve termosuna kadar evden getirdikleri eşyalarla doldurduklarını paylaştı. Altınöz her gün AFAD'a ya da belediyeye konut talebinde bulunduğunu, bazen adını listeye yazdırmak için üç saat kadar da sıra beklediğini söyledi. Afetzede yaşadığı durumu "Herkes size döneceğiz dedi ama kimse aramadı, kimse gelmedi" sözleriyle anlattı.. Altınöz, eline geçen gıdanın çoğunu emzirmekte olan 18 yaşındaki kızına verdiğini, bir gün yemek sırasına geç ulaştıklarını ve aç kaldıklarını paylaştı.
"Deprem vergileri nerede?"
67 yaşındaki depremzede Nizamettin Toprak ise "Ödediğimiz deprem vergisi nerede?" sorusunu sorarak 1999'da yaşanan ölümcül Gölcük depreminin ardından telekomünikasyona getirilen vergiye atıfta bulundu. Şeker hastalığı nedeniyle bacağını kaybeden Toprak, ilk depremin meydana geldiği 6 Şubat'ta eşi Selma ve kızı tarafından kurtarıldığını söyledi. Ailesi ancak üç hafta sonra, AFAD'da çalışan bir akrabalarının araya girmesiyle bir çadır alabildi.
Yalnız kalan aile, çadırı en iyi nasıl ve nereye kuracaklarını tartıştı. Toprak, yağmurla ıslanacak çimlerin üzerine çadır kurmanın kötü bir fikir olduğuna karar verdiklerini, o nedenle inşası başlamamış bir binanın temelinin üzerine çadır kurduklarını paylaştı.