23 Kasım 2024, Cumartesi Gazete Oksijen
31.12.2021 04:30

Bugün hiçbir zaman bugün olarak kalmıyor, her zaman bir yarın var

Mimar Sedef Tunçağ yaşadığı yeri ve insanını etkileyen o sıra dışı insanlardan biri. Instagram hesabı @urlaevleri son romanımda Urla’yı anlatırken başvurduğum kaynaklardan biriydi. Tanışmıyorduk. Yazılarımda sıklıkla adı geçen Seray ve Ozan Kumbasar  çifti (Bağ yolu rotasının müthiş lezzet noktası Vino Locale’nin şefi ve yöneticisi olarak tanıyorsunuz) buradaki sosyal çevremi genişletmeme çok yardımcı oldular. Sedef Hanım’la da yine Seray sayesinde tanıştık. Çok sıcak bir yaz günüydü. Vinolocale’nin bahçesinde oturmak mümkün değildi. İçeriye, klimanın serinlettiği taş binaya girdim ve bizim için ayrılan masaya geçtim. Yazılarına hayran olduğum ve çok merak ettiğim Sedef Hanım’ı ilk kez görecektim. Kapıdan içeri gümüş saçlarıyla çevreli yüzünü saklayan bir güneş gözlüğü ve maske takmış, sade şıklığı ile göz alan çok hoş bir hanım girdi. Gözlük ve maskesini çıkardığında gördüğüm gülümseyen yüzü bende yeni bir kitaba başlamanın heyecanını anımsattı. O şahane sohbetten sonra, geçtiğimiz hafta benim rahatsızlığım nedeniyle bu söyleşiyi yazılı yaptık. Beni kırmadığı ve sorularıma vakit ayırıp uzun uzun yanıt verdiği için çok teşekkür ederim. Sizin de severek okuyacağınıza eminim.  *** “Urlaya sadece bilimi, çalışmaları ile değil, sevgi ve insani ilmi ile de katkısı olmuş çok değerlimizdir Sedef Hanım. Uğurumuzdur. Kadınlar, kadın emeğine verdiği desteğini unutamam.” Bu sözler sevgili Beğendik Abi Lokantası’nın başı Handan Kaygusuzere ait.  Ona katılıyorum. Bugüne ve düne, yaşadığınız yere sahip çıkma tutkunuzun ailenizden de geldiğini düşünüyorum. Dedeniz Koca Doktor” u anlatan kitabın sayfalarını çevirirken bunu sıkça düşündüm. Onun Ödemiş’e etkisi ve katkısı çok büyük. Dayınız avukat Kaya Bengisunun kaleme aldığı ve daha sonra birlikte yayına hazırladığınız kitaptan söz ederek başlayalım mı? Dedemin hayatını anlatan “Koca Doktor “kitabının sizi etkilemiş olmasına sevindim. 1880 doğumlu dedem Mustafa Şevket Bengisu, Osmanlı’nın son dönemlerinde Tıbbiyeyi göz doktoru olarak bitirmiş ve vatanın her köşesinde kurtuluş için çabalayan neferlerden biri olmuş. Yemen, Trablusgarp, Çanakkale, Batı Anadolu siperlerinde bağımsızlık savaşına katılmış. Yalnız saydığım cepheleri takip etseniz nice zorluklar, nice fedakarlıklar yaşanmış olacağını gözünüzde canlandırabilirsiniz. Mecliste İzmir’i temsil eden ilk milletvekilleri arasında olmuş, üç dönem milletvekilliği görevi üstlenerek kurtuluştan sonra kuruluşa da katkı koymuş. Ödemiş Belediye Başkanı olarak, ileri görüşlü, araştırmacı, planlamacı hasletleriyle yaşanan dönemin köy misali bir yerleşimi olan Ödemiş’e sürekli su, ardından elektrik sağlayarak kasabasına pek çok kentten çok önce sağlıklı ve aydınlık bir yol açmış. Özelliklerini sizin de vurguladığınız gibi kısacık bir anlatıma sığdırdığım hayat özetinin biz torunlarını etkilememiş olması mümkün değil. 

Mimar Sedef Tunçağ son romanımda Urla’yı anlatırken başvurduğum kaynaklardan biriydi...
Mimar Sedef Tunçağ son romanımda Urla’yı anlatırken başvurduğum kaynaklardan biriydi...
Yalnızca Urla’ya yerleşmeyi seçen ben dahil üç kız torununun Urla yaşamına katkıları önemlidir. Urla’da müzik hayatına özel katkıları olan Urla Müzik Akademisi, UMA’nın kuruluşunda ve yaşatılmasında önder olan piyanist İnci Coşkuner, Urla’da bağların yeniden kurulmasında, şarapçılık kültürünün canlanmasında önder olan URLİCE bağlarının ve şaraplarının sahibesi mimar Bilge Bengisu Öğünlü diğer iki torunudur.  Bu özellikler galiba kısaca şöyle özetlenebilir. Bulunduğumuz yeri iyi tanımak, görüşlerimiz ve birikimlerimizle verimli olmaya çalışmak, yaşamı paylaşmak!   Peki baba tarafınız? Onlar nasıl bir aile? Ve siz nasıl büyüdünüz? Nerede büyüdünüz? Kardeşiniz ve siz mesleklerinizi nasıl seçtiniz? Meslek hayatınız nasıl, nerede başladı?   Biz Urla’ya yeni yerleşenler arasındayız. Ancak benim baba tarafından, eşimin de anne tarafından aile köklerimizin bir şekilde gelip Urla’ya değmiş olması hoş bir rastlantı. Benim için çocukluk usumdaki Urla, dar bir yol kavşağında büyük gölgeli bir badem ağacı altında babamın akrabaları tarafından ağırlandığımız bir yaz günüdür. Babam, Osmanlı’nın Balkanlar’da fetih sınırlarına yerleştirdiği “Konyaris” namlı sipahi bir aileden. Karaferye ya da bugünkü adı ile Verya’da birbirlerine çok yakın yaşayan bu büyük aile Çeşme, Urla, İzmir, Eskişehir’e göç ederken birbirlerinden koparak dağılmış.  Babam mesleğinin inceliklerini kavramış başarılı bir mimardı. Babam ve annem, benim ve kız kardeşimin kimliklerimizin şekillenmesinde ana öğe oldu. Babamın evdeki çizim masası çevresinde dolanmak, kalemleri, cetvelleri, türlü çeşit kağıtlarıyla haşır neşir olmak benim için en büyük zevkti. Çizmeye eğilimimi görünce babamın beni teşvik edercesine önüme kalem kâğıt yığması beni şekillendirdi, mimar olmamı ve bu mesleği her türlü yönü ile çok sevmemi sağladı. Evin başköşesinde bir piyano bulunması, babamın keman, annemin piyano çalıyor olması, kız kardeşimin yeteneği ile de birleşince onun müziğe ve piyanoya yönelmesini sağladı. Evde annemin Cumhuriyet döneminin ilk yayınları olan dünya klasiklerinden özenle oluşturduğu zengin bir kütüphanesi vardı. İlk baskı olan kitapların fasikülleri elimde dağılsa da ben bu kitapların içine gömülmekten büyük zevk alırdım. Bugün okuduğum bu klasiklerin dünyayı tanımamda, mesleki bakış açımı oluşturmamda ne denli yardımcı olduklarını duyumsuyorum. 

Tek katlı, bahçeli, düşük bütçeli evler yapmak isterdim

Meslek yaşamınız nasıl ilerledi ? Gurur duyduğunuz işleriniz oldu muhakkak.  Ama yapmak isteyip yapamadığınız  projeler, işler de var mı aklınızda?   Urla-Çeşme Yarımadası değişimine sizin bakışınız nasıl? Nasıl başladı bu değişim? Aslında şehirler ve insanlar nasıl ve neden değişir diye sorsam? Siz sadece bir mimar olarak değil bir kültür arşivcisi olarak da çok değerlisiniz bizim için. Geleceği nasıl görüyorsunuz?  Urla Evleri Instagram hesabınızı sizi tanımadan çok önce takip ederdim. Yazdıklarınız çalışmalarımda daima yol gösterici oldu. Hatta sizin takip ettiğiniz sayfaları inceleyerek İzmirin saklı tarihine şahane yolculuklara çıktım. Hem Türkçe hem İngilizce açıklamalarınızın olduğu bu hesap ne zamandır yayında?  Ve Urlayı ve tarihini anlattığınız o güzelim kitap. Bugün baskısını bulmak çok zor, hatta imkansız. Umarım 2022de yeni baskısını okurlara ulaştırmakta vesile olabilirim. Bunu çok istiyorum biliyorsunuz. İlk kitabınız mıydı? Bir de bugünlerde ne üzerine çalışıyorsunuz?   Sivil toplum kuruluşu üyesi olduğunuzu ve bunu çok önemsediğinizi biliyorum. Bir vatandaş olarak STK üyesi olmak önemli midir? 

Gençlikten de gelecekten de umutluyum

 Bugün 18 yaşında halinizle baş başa kalacak olsanız ona neler söylerdiniz? Bugün 18 yaşında olan ve geleceğe kararsızlıkla bakan gençlere neler önerirsiniz? 
İclal Aydın
İclal Aydın