Galata, Taksim ve Karaköy bölgesi eski popüler kimliğine bürünmeye başladı. Ginza da kısa süre önce bu bölgede açılan ve şehrin en gözde mekanlarından biri olmayı başaranlardan. Mekan Intercontinental Otel'in hemen girişinde. Eski People dersek anlaşılması daha kolay olur. Sahibi ve yaratıcısı sevgili Tayfun Topal. Yıllardır her türlü konsept ile sektöre hizmet etmiş ve çok da başarılı olmuş bir isim. Ginza Tayfun'un ustalık eseri sayılabilir. Pandemi boyunca burası ile uğraşmış. Ve ortaya çok etkileyici bir yer çıkmış. Genel havası Tulum ya da Mikonos esintileri taşıyor. Girişten itibaren yüksek ve ferah tavanları, duvarlardaki nişler ve içerisindeki soft aydınlatmaları ile sizi başka bir yere götürüyor. İçeride bulunan 420 lamba ve çoğu Marsilya tipi olan 680 küp ile çok farklı bir hava yaratıyor. Ginza ismi Japonya’dan geliyor. Tokyo’nun en lüks semtlerinden birinin adı. Buraya klasik anlamda bir lokanta demek doğru olmaz. Hem lounge, hem bar hem de fine dining bir restoranın bileşimi diyebiliriz. Farklı kaliteli ve kalabalık bir müdavim kitlesi oluşturmuş bile. Sanatçılar, oyuncular, beyaz yakalılar, batılı yabancı turistler misafir kitlesinin temeli. Toplam müşterinin yüzde 40'ını yabancılar oluşturuyormuş. Gideceklere bazı tavsiyelerde bulunmak isterim. Bence rezervasyon için saat 20.00'yi seçin. Zengin kokteyl menüsünden bir şeylerle başlayabilirsiniz. Yemekle beraber ilerleyen saatlerde müziğin sesi ve temposu artarken ışıklar da loş hale bürünüyor. Yavaş yavaş da eğlence başlıyor. Eğlence yeni günün ilk saatlerine kadar sürdüğü için tek mekanda bütün geceyi geçirebilmek mümkün. Restoranın yanı başında X Room adında bir de club açıyorlar, ilgilenenlerin dikkatine. Gelelim bizim ana konumuza, yani menü ve lezzetlere. Ginza’yı geniş Uzak Doğu lokantası olarak tanımlayabiliriz. Menü ağırlıklı olarak Çin ve Japon mutfaklarının seçme lezzetlerinden oluşuyor. Mutfakta bir Çinli ve bir Japon şef uyumlu şekilde çalışıyorlar. Taze ve iyi malzeme gustoları. Çok zengin bir sushi menüleri mevcut. Benim yediğim tabak çok lezzetli ve zengindi. Makiler, ebiler, tempuralar ve nigirilerden oluşuyordu. Başlangıç bölümündeki Çin mutfağından örnekler sunan kısım da olması gerektiği gibiydi. Noodle, spring rolls, karides kraker tavsiye edebileceklerim arasında. Yine başlangıçlardan 5 baharatlı iri karides favorilerim arasında. Biz ana yemek olarak yeşil biberli dana eti ve çıtır ördek sipariş ettik. Ördeği günlük hazırlıyorlarmış. Ve sadece hazırladıkları kadarını servis ediyorlarmış. Tüm elementleriyle birlikte gayet lezzetliydi. Ama özellikle biberli dana eti benim favorilerim arasına girdi. Lokum gibi ve tüm baharat dengeleri ile bir bütün oluşturuyordu. Bal ve böğürtlen soslu kızarmış dondurma da tatlı olarak tavsiye edebileceğim diğer bir kalem. Fiyatlar ile ilgili çok soru geliyor. Bu standartta bir lokantanın çok ucuz olması beklenemez, belli bir standardın üstünde denilebilir. Ama benzerleriyle karşılaştırırsanız tablo makul.
12.11.2021 04:29
İstanbul’un yeni gözdesi: Ginza
Denizden babası çıksa yiyenlere göre
22 Kasım 2024
İstanbul’da büyük gastronomi buluşması
08 Kasım 2024
Ritmo’nun mekanı küçük lezzetleri büyük
01 Kasım 2024
Boğaz’a karşı ocakbaşı keyfi: Tere
Tüm Yazıları
25 Ekim 2024