Balık ekmek dendi mi akla ilk gelen yer Eminönü olur. Eskiden bir de karşı tarafta Kadıköy’de balık ekmekçiler vardı. Yok olup gittiler. Çocukluğumda büyükbabamla giderdik Eminönü’ne. O kalabalığın içinde, yürüyenler, bağrışan seyyar satıcılar, sırtında mal taşıyan hamallar dışında bir de ellerindeki bir gazete kâğıdının içinden afiyetle bir şeyler yiyerek denizi seyreden insanları izlerdim. Ne yediklerini ancak rıhtımın dibinde sallanan sandallardan gelen kokuyu alıp dumanı gördüğümde çözmüştüm.
Ufacık bir sandalda sallana sallana biri tavada balık pişirir, diğeri de üst üste yığılmış balıkları ekmek arasına marul ve soğanla koyar, gazete kağıdına sarıp sarmalayıp rıhtımdaki müşteriye uzatırdı. Ortalıkta bir de turşu satanlar olurdu. Balık ekmekle beraber turşu yenir, suyu da içilirdi. Bu adamlar nasıl dengede duruyor diye hayretlerle sandalları seyrettiğimi, kokunun havada bir yağlılık yarattığını, başta itici gelse de kavruk bir deniz kokusu yaydığını hayal meyal hatırlıyorum. Denizin ritmi ile yaşayan bu balık pişiricilerden birinin denize düştüğünü, rıhtımdakilerin de kahkahayla rıhtıma üşüşüp seyrettiğini de hatırlıyorum.
03.03.2023 04:30
Balık ekmekten fish&chips’e
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A-
Yazı Boyutunu Küçült
Yemek için yaşamak
23 Mayıs 2025
Keçiboynuzu
09 Mayıs 2025
Fakir mutfağı
02 Mayıs 2025
Dananın yattığı taraf etin lezzetini etkiler mi?
25 Nisan 2025
Gastronomimiz neden yerinde sayıyor?
Tüm Yazıları
11 Nisan 2025