Çocukluğumda ilk kavurma yediğimde pek hoşlanmamıştım kokusundan. Bu koyun kokan soğuk, aromatik ve yağlı et ağır gelmişti bana. Daha sonra kurban bayramlarında gördüm kavurma hazırlandığını. Kilolarca et kazanlarda kavrulup yağı iyice eriyinceye kadar pişiriliyor, sonra da kaplara basılıyor, üzerine de etin yağı dökülüp soğutuluyordu. Yağı donunca hava almadığından ve pişerken tüm mikroorganizmalar öldüğünden aylarca saklanabiliyordu bu kavurmalar. Bir anlamda et konservesi yapılıyordu aslında. Sonraları kavurmalı yemekler karşıma çıkmaya başladı. Kavurmalı pide, kavurmalı kuru fasulye, kavurmalı yumurta, kavurmalı tost, kavurmalı börek, gözleme, pilav derken ne kadar çok kavurma seviyormuşuz meğer dedim kendi kendime.
17.06.2022 04:30
Kavurmadan confit’ye
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A-
Yazı Boyutunu Küçült
* Bu haber/yazı ve resimlerin eser sahipliğinden doğan tüm hakları Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’ne ait olup işbu yazı/haber ve resimlerin, kaynak gösterilmeksizin kısmen/tamamen izin alınmaksızın yeniden yayımlanması yasaktır. Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’nin, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 24. maddesinden doğan her türlü hakkı saklıdır.
Sıvı kahvenin atası Türk kahvesi
05 Aralık 2025
Karalahanayı çiğ mi alırsınız, pişmiş mi?
21 Kasım 2025
Kuru kaymak yok olmamalı
14 Kasım 2025
Bizim beyaz peynirden Yunanların feta’sına
31 Ekim 2025
Bu neyin reçeli?
Tüm Yazıları
24 Ekim 2025