Skolyozdan değil, geç kalmaktan korkun

11-12 yaşlarımda tanıştım skolyozla. Önce annem fark etti. Bir omuzum diğerinden düşüktü ve duruşumda da tam tarif edemediğim bir bozukluk vardı. Zamanın çok ünlü bir doktoruna gittik. Bana bazı egzersizler verdi ve bunları yapmamın yeterli olacağını söyledi. Tabii oldukça rahatladık. Fakat yıllar ilerledikçe sırtımdaki eğrilik daha dikkatimi çeker oldu. Ama bunu dert etmeye fırsat bulamadan hastalandım ve kemik tümörü teşhisi kondu. Skolyoz önceliğim olmaktan çoktan çıkmıştı ve ben yaşam mücadelesindeydim. Ameliyatlarım da skolyozuma yardımcı olmadı ve gittikçe ilerledi. Artık  önemsememeye çalışıyordum. Ta ki Omurga Cerrahı, Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Alanay’la tanışana dek. 40 yaşımdan sonra beni skolyozumla barıştırdı. Bu hastalığın ne kadar yaygın göründüğünü fakat her yaşta tedavi seçenekleri olduğunu, bu hastalıktan muzdarip bir çok ünlü insanın da bulunduğunu anlattı. O zamandan beri skolyozu çok ciddiye alıyorum. Biliyor musunuz omurgamızın 1’inci omuru ‘atlas’, adını mitolojik kahraman Atlas’tan alıyor. Atlas, Tanrıların Kralı Zeus ile savaşır ve savaşı kaybeder. Zeus onu sonsuza kadar gök kubbeyi sırtında taşımakla cezalandırır. Aynı zamanda görevi yer ile göğü birbirinden ayırmaktadır. Yani Atlas’ın dengesi şaşarsa dünya alt üst olur. Omurlarımız da böyledir. Görevleri vücudumuzun dengesini sağlamaktır. Bu denge şaşarsa skolyoz gibi bozukluklara sebebiyet verir. Haziran ayı skolyoz farkındalık ayı. Bütün dünyada paneller, konuşmalar düzenleniyor bu konudaki farkındalığı artırmak için. Bir çok hasta hikayesi paylaşılıyor. Bunlardan çok özel birinden bahsetmek istiyorum. Dünyaca ünlü Martha Hunt’un hikayesini. 13 yaşında modelliğe başlayan Hunt, 14 yaşında vücudunda bir gariplik hissediyor. Beli bir tarafa daha girik, kalçasında bir farklılık var. Doktora gidiyorlar ve skolyoz teşhisi konuyor. Fakat doktor korse ya da başka bir tedavi önermeyip bununla yaşayacağını söylüyor. Onlar da başlangıçta rahatlıyorlar fakat Hunt gittikçe podyumda kendini beğenmemeye başlıyor ve bu arada şiddetli ağrılar baş gösteriyor. Tekrar başka bir doktora gittiklerinde, doktor skolyozun ilerlediğini ve tek seçeneğin ameliyat olduğunu anlatıyor. Çok düşünüp taşındıktan sonra lise bitiminde ameliyat olmaya karar veriyor. Aynı zamanda en büyük dileği modellik kariyerine devam etmek. Ameliyat çok başarılı geçiyor. Eve çıktığında, erken dönemde bile kendini daha iyi hissediyor ve bir süre sonra bir modellik ajansıyla anlaşıp New York’a gidiyor. Bugün dünyanın en iyi mankenlerinden olan Hunt, ilham vermek için hikayesini her yerde anlatıyor. Skolyoz dünyanın sonu değil ve vücudunuzla da ameliyat izinizle de barışık olmalısınız diyor. Ameliyattan birkaç sene sonra da pilatesle tanışıyor. Bel ve sırt kaslarını güçlendirmeye devam ediyor. Herkese de bunu öneriyor.  Bilinenin aksine skolyozda erken teşhis çok önemli. Son yıllardaki veriler, erken başlanan korse ve skolyoza özgü fizik tedavi hareketleri ile  eğriliklerin kontrol altına alınabildiğini göstermiştir. Prof. Dr. Ahmet Alanay, “Pandemi şartları nedeniyle hastaneye gitmeye çekinen aileler, skolyoz genellikle ağrı da yapmadığı için beklemeyi tercih edebiliyorlar. Halbuki geçen zaman omurga eğriliklerinin ilerlemesine ve ameliyatsız ya da hareketi koruyan ameliyat tedavileri için geç olmasına neden olabilir. Bu nedenle skolyoz şüphesi oluştuğu anda, çok vakit geçmeden uzman görüşü alınması ve ilerleyici skolyozun erken teşhis edilerek tedavisinin yapılması çok önemli’ diyor. Ben de kendisiyle konuşarak skolyozla ilgili merak ettiğimiz soruların cevaplarını derledim.