Cuma
Ali, Lala ve oğlanlarla geliyor; Maksut, bir de Mustafa, hafta sonu şenlik var. Oh mis! Mustafa hariç herkes öğlen vasıl oluyor. O zaman öğle yemeği düşünmek lazım. Hem Ekin hem Ulaş da var, ciddi sayı doyurmak gerekiyor. Öğlene bir fırın köfte düşündüm; ince bulgurlu, bol kuru reyhanlı bir tepsi köftesi. Fikrini Güneydoğu’dan alıyor, ama Şemsaca bir fırın köfteye dönüşüyor. Güzel iki bakır tepsiyi önce zeytinyağı ve sarımsakla ovalıyorum. Alta ince bulgur, hazırladığım köfte harcını şöyle iki parmak kalınlığında basıyorum. Bol kuru reyhan, soğan, yeterince yenibahar, ucundan kimyon, bol karabiber, kafi tuz, yumurta ve tutmak için de ekmek yerine ince bulgur. Üste yine ince bulgur. 170 derecelik fırında pişiyorlar. Yanına püre, bol bir yeşil salata hazır ediyorum. Ama sanki köftenin bir ıslaklığa ihtiyacı var. Bakınıyorum, dolapta epeydir bekleyen zencefilli bir vişne sos ve yarım kavanoz köz biber sos var. Karıştırıyorum ikisini, bir taşım kaynatıyorum, şahane oluyor, tam istediğim gibi.
Cumartesi
Sabahtan tok kalktık. Bol kahve. Ama öğlene doğru bir yulaf lapası, üstüne yumurta. Bütün gün tek pişireceğim yemek bu olacak. Maksut bir sürü şarküteri getirmiş, bir de kaburga. Kaburgaları marine ediyoruz, akşama Mustafa ateşte pişirecek. Evde peynir gani zaten, onlar da tahtada yerini aldı. Hardalı, turşusu, tereyağı da tamam. Anasonlu gevrekler, kızarmış ekmekler de öyle. Yemek pişirmeyeceğim dedim ama Ali’nin getirdiği dil balıkları vardı, ziyan olmasın diye gündüz onları az buhar, bol zeytinyağı ile fırınlamıştım, işte onlardan bir salata yapıverdim. Bol tere, hıyar, taze sarımsak, ekşi ile. Pişen balıklar ılındıktan sonra iri iri didikledik, salata sosuna koyduk, şöyle güzelce emsinler diye. Sonra da diğer malzemeyle karıştırıp sofraya. Bütün bunlarla bir güzel doyduk. Bu arada kaburga ateşte pişti, bizde onu yiyecek hal tabii ki kalmadı, ama kaburgada da yenecek hal yoktu zaten. Bildiğin taş! Ateşte 2.5-3 saat pişti, yetmedi üstüne fırına attık, 2 saat de orada, yine taş. Mecburen ayırdık kenara, çaresine yarın bakacağız.