Yeni tip bir yaşam…. Yanında yeni bir deneyim ve hepsinin ötesinde yeni bir pişirme biçimi getiriyor. Suyun üstünde ne pişirirsin? Nasıl pişirirsin? N’olucak yemek işte deyip, geçmemek lazım. Yer dar, mutfak bir minnak tezgahtan ve iki göz ocaktan ibaret. Buzdolabı... O da ne? Bir otel odasındaki “mini bar” kıvamında. Tencere, tava bildiğinden az ve farklı kafada olmalı, iç içe girsin, az yer kaplasın. Öyle alıştığın ekipman söz konusu bile değil. Bakırmış, dökümmüş boş. 88 çeşit bıçak, rende, yok. Niye? Çünkü yer yok. Yani yemek pişirirken alıştığın konforlar tümden yalan. Ama olsun. Yepyeni bir deneyim ve bambaşka keyifler var. Onlar için de bu görece zorluklara katlanmalı. İyi tarafından bakıyorum ve acayip bir yaz geçireceğimin, suyun üstünde gözümü açıp cuppp diye suya atlayabileceğim güzelliğinin her şeye değeceğine odaklanıyorum. Mesela sabah sakininde uzun uzun yüzebileceğime... Ya da efil efil esen bir gölgede öğle uykusuna... Akşamüstü suya batan güneşin renklerine... Buzları çıngırdayan bir bardakta, sudan sadece 5 karış yukarıda içilen kokteyle... Temiz bir denizin suyunu yemek suyu olarak kullanabilmeye... Zıpkınla avlanan balığın sadece limon sıkıp öylece, o kadar tazecik yiyebilmenin lüksüne... Yok, ben yaparım bu işi. Hatta tekne yemeklerini de bir araya toplar, yeni bir çığır bile açarım.
16.04.2021 06:00
Su üstünde lezzet peşinde
Yer dar, mutfak bir minnak tezgahtan ve iki göz ocaktan ibaret. Buzdolabı... O da ne? Bir otel odasındaki “mini bar” kıvamında. Ama olsun. Yepyeni bir deneyim ve bambaşka keyifler var
Bir kış salatası: Kereviz
22 Kasım 2024
Hayat sana teşekkür ederim
15 Kasım 2024
Kahvaltı candır!
08 Kasım 2024
Habitat, bir Işık Güner sergisi
01 Kasım 2024
Londra notları
Tüm Yazıları
25 Ekim 2024