27 Nisan 2024, Cumartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 15.10.2023 16:02 | Son Güncelleme: 15.10.2023 16:26

Bloomberg’ten 3 senaryo: Orta Doğu'daki savaşın genişlemesi dünya ekonomisini resesyona sokabilir

İsrail-Hamas arasındaki savaş tırmanırken bunun dünya ekonomisini nasıl etkileyeceği de merak ediliyor. Bloomberg yayınladığı analizde bölgedeki huzursuzluğun küresel ekonomiye etkilerini öngörebilmek için çatışmayı üç ayrı senaryo ihtimali üzerinden değerlendiriyor
Bloomberg’ten 3 senaryo: Orta Doğu'daki savaşın genişlemesi dünya ekonomisini resesyona sokabilir

Geçmişteki Orta Doğu savaşları gibi, İsrail ile Hamas arasında geçen hafta çıkan çatışmanın da dünya ekonomisini alt üst etme, hatta daha fazla ülkeyi içine katma durumunda küresel boyutta ekonomik resesyona sürükleme potansiyeli var. İsrail ordusu, Hamas savaşçılarının saldırısına yanıt olarak Gazze'yi işgal etmeye hazırlanırken bunlar bir ihtimal olmaktan çıkıp gerçek bir riske dönüşüyor. Hamas saldırısında ve İsrail'in Gazze'ye yönelik devam eden hava saldırılarında ölenlerin sayısı şimdiden binleri buldu. Bir diğer taraftan, Lübnan ve Suriye'de Hamas'ı destekleyen savaşçıların çatışmalara katılacağı yönünde endişeler var. 

Daha keskin bir gerilim, İsrail'i, ABD ve Avrupa Birliği'nin terörist grup olarak kabul ettiği Hamas'ın silah ve para tedarikçisi İran'la doğrudan çatışmaya sokabilir. Bu senaryoda Bloomberg, petrol fiyatlarının varil başına 150 dolara yükselebileceğini ve küresel büyümenin yüzde 1,7'ye düşebileceğini tahmin ediyor; bu, dünyada yaklaşık 1 trilyon dolar kayba yol açabilecek bir resesyonu tetikleyebilir. 

Can kayıpları arttıkça tansiyon yükseliyor

Tabii ki geçtiğimiz hafta yaşanan insanlık trajedisinden sonra bu gibi ikincil etkiler akla ilk gelen şeyler değil. Zira, her iki tarafta da ölenlerin büyük çoğunluğu sivil. Onlarca İsrailli rehine Gazze'ye götürüldü. Füzeler ve yaklaşmakta olan kara saldırısı, kaçış yolu olmayan bölgede mahsur kalan Filistinlilerin hayatlarını tehdit ediyor. Bunun sonucu olarak yıkım gelgitli duyguları arttırıyor ve askeri gerilimi daha da güçlendiriyor.

Bununla birlikte, Orta Doğu'daki çatışmalar dünya çapında sarsıntılara yol açabilir çünkü bölge önemli bir enerji tedarikçisi ve nakliye geçiş noktası. Petrol ambargosuna ve endüstriyel ekonomilerde yıllarca süren durgunlukta enflasyona yol açan 1973 Arap-İsrail savaşı bunun en açık örneği.  Bu zamana kadarki diğer çatışmaların etkisi can kaybı yüksek olsa bile, daha sınırlı oldu.

Ekonomik krizin eşiğinde

Buna ilaveten, günümüzün dünya ekonomisi kırılgan görünüyor. Dünya, Rusya'nın geçen yıl Ukrayna'yı işgal etmesiyle daha da kötüleşen enflasyon krizinde hâlâ toparlanma sürecinde. Enerji üreten bir bölgedeki yeni bir savaş enflasyonu yeniden alevlendirebilir. Daha geniş sonuçlar ise, Arap dünyasında yeniden ortaya çıkan huzursuzluklardan, benzin fiyatlarının seçmen duyarlılığı açısından anahtar rol oynadığı ABD'de gelecek yıl yapılacak başkanlık seçimlerine kadar uzanabilir. Tüm bu potansiyel etkiler savaşın gelecek haftalarda veya aylarda nasıl gelişeceğine bağlı. Bloomberg, küresel büyüme ve enflasyon üzerindeki olası etkiyi üç senaryo altında inceledi.

Senaryo 1: Gazze’yle sınırlı çatışma

2014 yılında üç İsraillinin Hamas tarafından kaçırılması ve öldürülmesi, Gazze'ye 2 binden fazla kişinin ölümüyle sonuçlanan kara saldırısının tetikleyicisiydi. O dönemde çatışmalar Filistin topraklarının ötesine yayılmadı ve bunun petrol fiyatları ve küresel ekonomi üzerindeki etkisi azaldı. Ancak geçtiğimiz haftanın ölü sayısı ise şimdiden 2014’ten daha yüksek. Yine de mevcut çatışmanın muhtemel gidişatından biri, esasen bu trajik hikâyenin tekrarı olabilir; buna ABD'nin İran petrolüne yönelik yaptırımlarının daha sıkı uygulanması da eşlik edebilir.

Tahran, bu yıl petrol üretimini günde 700 bin varil kadar artırdı, zira tutuklu takası ve sermayenin dondurulmaması ABD ile ilişkilerde çözülme sinyali verdi. Bloomberg, bu varillerin ABD baskısı altında ortadan kalkması halinde petrol fiyatlarının 3 ila 4 dolar arasında artacağını tahmin ediyor.

Diğer Arap ülkelerindeki petrol akışı krizi hafifletebilir

Bu senaryonun küresel ekonomi üzerindeki etkisi, özellikle Suudi Arabistan ve BAE'nin, kaybedilen İran varillerini yedek kapasitelerini kullanarak telafi etmesi durumunda minimum düzeyde olacaktır. Uluslararası Para Fonu'nun Fas'taki yıllık toplantılarında verdiği röportajda ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, bu aşamada büyük ekonomik dalgalanma belirtileri görmediğini söyledi. Ayrıca Yellen, "Çatışmanın yayılmaması kritik önem taşıyor" dedi.

Senaryo 2: Temsili savaş

Peki, savaş yayılırsa ne olacak? Lübnan'da güçlü bir aktör olan İran destekli bir siyasi parti ve belli bir askeri gücü olan Hizbullah, sınırda İsrail güçleriyle zaten karşılıklı ateş açtı ve güdümlü füzelerle bir İsrail ordusu karakolunu vurduğunu söyledi. Çatışma, İran'ın da silahlı grupları desteklediği Lübnan ve Suriye'ye yayılırsa, İran ile İsrail arasında fiilen bir temsili savaşa dönüşeceği ve ekonomik maliyet artacağı anlamına geliyor.

İsrail ordusunun eski genelkurmay başkan yardımcısı Yair Golan, "İran ve Hizbullah durumu gözlemliyor ve değerlendiriyor. Eğer Hizbullah askerî müdahele gerçekleştirirse, zamanlama Gazze'de kara operasyonunun başlamasından sonra olabilir" ifadelerini kullandı. Bu hatlardaki gerilimin artması, İsrail ile İran arasında doğrudan bir çatışma olasılığını arttıracak ve muhtemelen petrol fiyatlarının yükselmesine neden olacak. 2006'daki kısa ama kanlı İsrail-Hizbullah savaşında ham petrol varil başına 5 dolar arttı. Bugün benzer bir hareket, sınırlı savaş senaryosundan kaynaklanan şokun yanı sıra fiyatı yüzde 10 artışla yaklaşık 94 dolara çıkarabilir.

Gerilim sadece bu alanla sınırlı kalır mı?

Daha geniş bölgede de gerginlikler artabilir. Halihazırda Mısır, Lübnan ve Tunus ekonomik ve siyasi resesyona saplanmış durumda. Bununla beraber, İsrail'in Hamas'ın saldırısına tepkisi bölgedeki birçok ülkede protestoları tetikledi. 2010'ların başında hükümetleri deviren bir protesto ve isyan dalgası olan Arap Baharı'nın tekerrür etmesi uzak bir ihtimal değil.

Bu senaryonun küresel ekonomik etkisi iki şoktan kaynaklanıyor: Petrol fiyatlarında yüzde 10'luk bir artış ve Arap Baharı sırasında yaşananlara paralel olarak finansal piyasalarda riskten kaçış hareketi. Bunlar, gelecek yıl küresel büyüme üzerinde yüzde 0,3'lük bir düşüşe neden olacak ve bu da hızı yüzde 2,4'e düşürecek. 2020'deki Covid krizi ve 2009'daki dünya çapındaki çöküş dışında bu, son otuz yılın en zayıf büyümesi olacak.

Daha yüksek petrol fiyatları da küresel enflasyona yaklaşık yüzde 0,2 puan ekleyecek. Böylece, büyüme hayal kırıklığı yaratsa bile merkez bankacıları üzerinde para politikasını sıkı tutma yönündeki baskıyı sürdürecek.

Senaryo 3: İran-İsrail savaşı

İran ile İsrail arasındaki doğrudan çatışma düşük olasılıklı ama tehlikeli bir senaryo olarak görülüyor. Bu, küresel resesyonun tetikleyicisi olabilir. Bu durumda, yükselen petrol fiyatları ve riskli aktif değerlerde düşüş büyümeye önemli bir darbe vurabilir ve enflasyonu bir miktar daha yükseğe çıkarabilir.

Hiçbir ülke bölgesel savaş istemiyor

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nden araştırma görevlisi Hasan Alhasan, "Bölgedeki hiç kimse, hatta İran bile, Hamas-İsrail çatışmasının topyekûn bir bölgesel savaşa dönüşmesini istemiyor" dedi. Bu, özellikle hararetin yükseldiği dönemde bu savaşın gerçekleşmeyeceği anlamına gelmez. İsrail uzun süredir İran'ın nükleer hedeflerini varoluşsal bir tehdit olarak görüyor. Tahran'ın Rusya ile askeri ittifak kurma, Suudi Arabistan ile diplomatik bağları yeniden oluşturma ve ABD ile ilişkileri düzeltme yönündeki hamleleri tedirginliği artırdı.

İsrail ve ABD’den çelişkili cevaplar

İsrail ve ABD, İran'ın Hamas saldırısındaki suç ortaklığına ilişkin karışık mesajlar gönderdi. İsrail'in Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer 9 Ekim'de "Bundan haberdar olabileceklerine dair bazı kanıtlar var" dedi. Ancak New York Times'ın 11 Ekim'deki haberine göre ABD'li yetkililer, İranlı liderlerin hazırlıksız yakalandıklarına dair kanıtları olduğunu söylüyorlar. Yine de Hamas'ı finanse ettiği ve silahlandırdığı için İran'ı daha geniş anlamda suç ortağı olarak tanımlıyorlar.

Alhasan, İsrail-İran çatışmasına dair "Tahran muhtemelen Suriye, Irak, Yemen ve Bahreyn'deki tüm temsilciler ve ortak partnerlerini harekete geçirmeyi deneyecek. Böylelikle, Tahran’ın bölgede aralarından seçim yapabileceği sert ve yumuşak Batılı hedeflerin uzun bir listesi olacak" ifadelerini kullandı. Bu senaryoda artan süper güç gerilimleri istikrarsız ortama katkıda bulunacak. Bir yandan ABD İsrail'in yakın müttefikiyken, diğer yandan Çin ve Rusya ise İran'la bağlarını derinleştiriyor. Batılı yetkililer, Çin ve Rusya'nın dikkati dünyanın diğer yerlerinden başka yöne çekmek için çatışmayı istismar edeceğinden endişe duyduklarını söylüyor.

Dünya petrol arzının yaklaşık beşte birinin Körfez bölgesinden gelmesiyle fiyatlar hızla artabilir. İran yanlısı savaşçıların 2019'da Aramco tesislerine düzenlediği ve Suudi petrol arzının neredeyse yarısını devre dışı bırakan saldırının tekrarlanmasının söz konusu olup olmadığı belirsiz.

Ham petrol fiyatı, 1973 yılındaki savaşta ABD'nin İsrail'e verdiği desteğe misilleme olarak Arap devletlerinin ambargo uyguladığı 1973'teki gibi dört katına çıkmayabilir. Ancak İsrail ve İran birbirlerine füze atarsa, petrol fiyatları Irak'ın 1990'da Kuveyt'i işgal etmesinden sonra yaşananlara paralel olarak artabilir. Bugün çok daha yüksek bir başlangıç noktasıyla bu büyüklükte bir artış, petrolün varil başına 150 dolara yükselmesine neden olabilir.

Hürmüz Boğazı kapatılırsa ekonomi daha zorlu bir yola girer

İran'ın dünyanın günlük petrol arzının beşte birinin geçtiği Hürmüz Boğazı'nı kapatma kararı alması durumunda Suudi Arabistan ve BAE'deki yedek üretim kapasitesi durumu kurtaramayabilir. Ayrıca finansal piyasalarda, belki de 1990'da VIX'teki 16 puanlık yükselişle karşılaştırılabilecek kadar aşırı bir riskten kaçılabilir.

Bloomberg'in hesaplamaları bu rakamları dikkate alarak küresel büyümede yüzde 1 puanlık bir düşüş öngörüyor ve bu rakamın 2024 için yüzde 1,7 azalacağı tahmin ediliyor. Bununla birlikte, dünyadaki resesyonu tanımlamak zor Çin gibi ekonomilerin hızlı büyümesi, doğrudan daralmaların nadir olduğu anlamına gelir. Ancak bunların yüzde 1,7'si kriterleri karşılıyor. Yine Covid ve küresel mali kriz şoklarını bir kenara bırakırsak, bu aynı zamanda Fed'in 1970'lerdeki petrol şokundan kaynaklanan enflasyonu kontrol altına almak için faiz oranlarını yükselttiği 1982 yılından bu yana en kötü büyüme olacak.

Bu senaryoya göre, bu kadar büyük bir petrol şoku, dünya çapında fiyatları dizginleme çabalarını da raydan çıkaracak ve küresel enflasyonun gelecek yıl yüzde 6,7 seviyesinde kalmasına neden olacak. Dolayısıyla, ABD'de Fed'in yüzde 2 hedefi ulaşılamayacak ve pahalı benzin, Başkan Joe Biden'ın sonraki seçim kampanyası için engel teşkil edecek.

Daha karanlık bir süreç bekleniyor

İsrail'deki ölümlerin yüksek olması kanlı bir misilleme ve bölgesel savaş ihtimalini arttırıyor. Ancak olasılıklar dengesi hâlâ, insanların acı çekmesine neden olacak yüksek maliyetli ancak ekonomik ve piyasa etkisi sınırlı olan, kontrol altına alınmış bir çatışmaya doğru eğiliyor. Kesin olan bir şey var: Daha istikrarlı bir Ortadoğu'ya dair umutlar paramparça. Aslında, son yıllarda Suudi Arabistan ile İran arasındaki yakınlaşma ve İsrail ile birçok Arap devleti arasındaki barış anlaşmaları (Suudilerin de yakında aynı yolu izlemesi ihtimali), bölgede onlarca yıldır süren çekişmenin sona erebileceği yönündeki beklentileri arttırmıştı.

Bunun yerine Ortadoğu, yeni bir çatışmayla karşı karşıya. Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, ABD-Çin ticaret savaşı ve Tayvan konusunda artan gerilimler, jeopolitiğin ekonomi ve piyasa sonuçlarının belirleyicisi olarak geri döndüğünü gösteriyor.