"AK Parti" ile ilgili içerikler

Kitle partisi özelliğini kaybediyor
Ak Parti’nin seçmen tabanı daralıyor, giderek dindar-muhafazakâr bir kesime sıkışıyor. Ancak kitle partisi olma özelliğini hızla yitirse de, oylarındaki gerileme yavaşlamış durumda. Bugün hala “Ak Parti” diyen seçmen sorunların elbet farkında. Fakat kimlikten hareketle yanında durmaya devam ediyor

Erdoğan bu kez kazanamayabilir
Financial Times’ın dış politika editörü, Türkiye’deki siyasi ortama dair bir makale yazdı. Ülkedeki ekonomik sıkıntılara da dikkat çeken Gardner, muhalefetin hamlelerinin siyasetin nasıl şekilleneceği konusunda belirleyici olacağı görüşünde

Dindarlar ve Ak Parti
Dindarlar ve dindar muhafazakarlarla ilişkideki Erdoğan’ın dile, üsluba, duyarlılıklara hakimiyetini biliyoruz. O güçte, dilde, maharette yeni bir parti veya lider olmadıkça Erdoğan hala onları etkileme gücüne ve potansiyeline sahip. O nedenle önümüzdeki seçimde dindarların oy tercihini Erdoğan’dan çok muhalefet belirleyecek

Ekonomik sarsıntı bu hikayeyi nasıl değiştirebilir?
Gölün yüzeyindeki buz tabakası son iki ayda yaşanan ekonomik sarsıntılarla hızla erimeye başladı; birden bir balina ortaya çıktı. Her gün değişen fiyatlar ve döviz kuru toplumda büyük paniğe, çaresizliğe ve öfkeye dönüştü. O balina kuyruğunu savurarak buzu bir anda dağıtabilir ama aynı balina hayatı da alt üst edebilir…

Kutuplaşmanın yarattığı buzlar çözülürken
Artık şunu söyleyebiliriz: Kültürel kimlik eksenli ve siyasi kutuplaşmanın yanı sıra yeniden sınıfsal kutuplaşma yükseliyor ve bunun siyasette önemli yansımaları olacak

İktidar kaybetmeye daha yakın
Ak Parti hem dayandığı ve büyüttüğü “aksermaye aktörlerinde” hem beslendiği “Akyakalılarda” hem de “Ak Partili ahali”de kayda değer biçimde desteğini kaybediyor. Seçmenin gözünde artık iktidar kaybetmeye daha yakın duruyor

Gezi sonrası Türkiye siyasetinin dönüşümü ve fırtınalı yıllara giriş
Gezi’ye büyük kırılma dedik. Birçok yönüyle hâlâ etkisi devam ediyor. Ama Gezi’nin sembolik gücü bir yana, pratik sonuçları açısından en az Gezi kadar derin kırılma 17-25 Aralık 2013’tür. İşin doğrusu 17-25 Aralık herhalde Türkiye tarihinin en “garip” olayıdır desek kimse yadırgamaz

Büyük kırılma: Gezi direnişi
Gezi direnişi, AKP ve Erdoğan’a karşı büyük bir toplumsal tepkinin bir anda patlayabileceğini gösterdi. AKP’nin 2002’den beri “vesayete karşı dışlanmış halk yığınlarının demokratik yürüyüşü” tezinden neşet eden moral üstünlüğünü bir anda altüst etti

AKP Türkiye’sinin tarih tezleri
AKP döneminin ilk 10 yılı aynı zamanda 1990’larda derinleşmiş tarih eleştirileri üzerine oturur. Ders kitaplarına ve resmî söyleme yansımasa da toplumsal ve siyasal hayatta ve de akademide hâkim olan çok yönlü bir Cumhuriyet ve Kemalizm eleştirisi (kısmen reddiyesi) yaygınlaşır, popülerleşir, yavaş yavaş kamusal alandaki tartışmaya hâkim olur

İktidarın dindar gençlik hayali çökerken
Güce, paraya veya başarıya ulaşmanın yolunun alın teriyle, namusuyla çalışmak değil kısa yoldan, güce yakın durarak kazanmak olduğu duygusu yaygınlaşıyor, yaygınlaşırken de meşrulaşıyor. O zaman da Ak Parti’nin hayal ettiği “dindar gençler” yerine lümpenleşen gençler çoğalıyor

İktidarın savunma hattı
Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınması, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması ve Gezi Parkı’nın vakıflara devri. Bunları yan yana koyunca iktidarın seçimi kaybetme ihtimaline karşı bir savunma stratejisi geliştirdiği anlaşılıyor. İktidarın, kaybederse bir yıl içinde yeni seçimi zorlayacak bir oyun planı kurduğunu dikkate almak gerek