29 Mart 2024, Cuma
14.05.2021 06:00

İyi ve mutlu olmak bir seçim, kendinize yatırım yapın

Amerika’da tedavi görürken ilk tanıştığım kişilerden biri Yeşim Hanım’dı. Bu müstesna insan, hayatını Houston’a tedavi için gelen Türkler’e yardım için vakfetmiş, aynı zamanda kanser tedavisi gören Türk çocuklarına burs sağlamak için çalışıyordu. Dostluğumuz çok ilerledi. Hatta bizim 5 kişilik düğünümüzün misafirlerinden biri oldu. Yeşim Hanım tedavim sırasında bir kitap hediye etti. Dalai Lama’nın Mutluluk Sanatı. Bana da bir not yazmış; ‘Bu sanatı hepimizden iyi bilen Özlem’e’ diye. Çok hastaydım, istatistiksel olarak iyileşme ihtimalim çok düşüktü ama mutluydum. Çünkü sevdiklerim yanımdaydı ve iyi olacağıma inancım tamdı. Çok etkilendiğim bölümler oldu kitaptan. Diyor ki ‘bir şeye çok sevinebiliriz, maaşımızda bir artış, yeni bir araba, arkadaşlarımızdan gelen bir övgü ruh durumumuzda bir yükselmeye neden olur. Fakat kısa sürede iç mutluluk seviyemize geri döneriz. Bir şeye çok üzülebiliriz, arkadaşlarımızla tartışmak, kötü haber almak, bir sağlık sorunu ruh durumumuzu bozabilir. Ama yine bir süre sonra iç mutluluk seviyemize döneriz. Eğer dış şartlar ne olursa olsun temel mutluluk seviyesine dönme eğilimindeysek, bu temeli ne belirlemektedir? Ve daha da önemlisi, değiştirilip daha yüksek seviyeye çıkarılabilir mi?’ Pozitif psikoloji bu sorunun cevabına ‘evet’ diyor. Pozitif psikoloji insan deneyiminin mutluluğa ve tatmine götüren yönlerine odaklanır. Diğer bir deyişle ‘hayatı ne anlamlı ve değerli kılar’ sorusuna cevap arar. Bu bakış açısı psikolojik iyilik halinin tanımını genişletmiştir. Pozitif psikolojiye göre genlere ve kadere bağlı kalmaksızın herkes mutlu ve anlamlı bir hayata sahip olabilir. Duygusal, bilişsel ve fiziksel refahı artırmada etkili olduğu kanıtlanmış pozitif psikoloji müdahaleleri arasında, depresyonu hafifletmek, hastalıkları ve sakatlıkları azaltmak ve hatta ömrü uzatmak vardır. Bize düşen ise;

  • İnançlı olmak
  • Deneyimlerin tadını çıkarmak
  • Kendine hedefler koymak
  • Şükretmek
  • Kendine ve başkalarına karşı merhametli olmak
  • Güçlü yönlerimizi bilmek ve bunları kullanmak
  • Gelecekte kendimizi görmek istediğimiz halimizi hayal etmek ve belki yazmak.
Bugün nörobilimciler son derece sofistike görüntüleme yöntemleriyle, beyindeki belli alanlarda pozitif duyguların yansımasını görebiliyorlar (aşk, umut, tutku gibi). İlginç olan, insanlar yaş aldıkça beyindeki duyguların işlenmesi değişiyor, yaşlılar olumlu bilgilere daha fazla tepki veriyor ve olumsuz uyaranları filtreliyor. Bu daha genç yaşlardan itibaren öğrenilebilir ve üzerine çalışılabilir bir durum. Psikolojik olarak sağlıklı kadın ve erkekler belirli karekteristik özelliklere sahiptirler:
  • Kendilerine değer verir, mutluluk ve tatmin duygusu için çabalarlar.
  • Diğer insanlarla sağlıklı ilişkiler kurarlar
  • Yapabilecekleri kadar sınırlarını da bilirler
  • Yaşamlarında çabaya değen bir anlam ve amaç duygusu hissederler.
Psikolojik sağlık, duygusal ve zihinsel durumumuzu kapsar. En az fiziksel sağlık kadar önemlidir. Bir kan testiyle ya da röntgenle ölçülemez belki ama gelişime her zaman açıktır. Duygusal sağlık:
  • Sağlıklı olma azmi ve gayreti,
  • Çeşitli koşullarda esneklik ve adaptasyon kabiliyeti
  • Bir anlam duygusunun gelişimi ve yaşama uyarlanması
  • Kişinin sağlığını geliştirici seçimler yapmasını ve karar vermesini sağlayan, zihin ve beden üzerinde kontrol duygusu.
Zihinsel sağlık ise gerçekliği olduğu gibi algılama, zorluklarına cevap verme ve yaşamak için rasyonel stratejiler geliştirme yeteneğimizi tanımlar:
  • Sorumlulukları yerine getirme
  • İlişki kurma
  • Başkalarını motive edebilme
  • Akılcı ve mantıklı düşünce sistemine sahip olma ve olumsuz durumlarla baş edebilme bunlardan bazıları.
Her şeyin bir seçim olduğuna inanırım ben. İyi ve mutlu olmak bir seçimdir. Bize yol gösteren bilime kulak verelim sadece. Eksik yönlerimizi ele alalım ve kuvvetlendirelim. En büyük yatırımımız kendimiz olsun. Ama ailemizi, dostlarımızı, sevdiklerimizi de ihmal etmeyelim. Asıl gücümüzü onlardan alacağız çünkü.

Değişimin aşamaları

Farkındalık öncesi: Problemin farkında olsun yada olmasın, birey önündeki 6 ay zarfında hayatında herhangi bir değişiklik planlamamaktadır.  Farkındalık: Birey problemin farkındadır ve önündeki 6 ay içinde bir değişiklik planlamaktadır. Ancak birey, yeni bir davranışın sağlayacağı katkılarla, o değişimi gerçekleştirmek için gereken enerjiyi sarf etme konusunda çekimser kalmaktadır.  Hazırlık: Takip eden ay içinde değişime hazırdır. Eylem: Birey planı doğrultusunda iyileştirmelere başlamıştır. Korum: Bu aşamada birey çaba göstermeye devam etmektedir. En az 6 ay süresince davranış değişikliğinde başarılı olmuştur.  Sonlandırma: İki ila beş yıl sürebilen bu dönemde, hedeflenen davranış o denli kökleşmiştir ki, birey ondan vazgeçmeyi hayal dahi edemez. Örneğin üniversite boyunca düzenli egzersiz yapan her 10 öğrenciden 8’i üniversiteden sonra da egzersize devam etmiştir.