1 Ağustos
Türkiye’ye döndük. Türkiye yanıyor. Dışarıdayken durumun vahametinden çok da haberdar olmadığımdan mı nedir, şok gibi geliyor havadisler. Elimiz ayağımız kesiliyor, ağız tadı kalmıyor, yaşanan şahane tatil uçup gidiyor. Buzdolabı boş, bahçede sadece domates var, bir de yabani semizotları azgın her zamanki gibi. Bir salata yapıp onunla sofraya oturuyoruz. Biraz da peynir... Güzelim domateslerin bile tadını almıyoruz.3 Ağustos
Yangınlar devam ediyor. Keyif yok, yemek pişirme isteği yok, ama karın doyurmak gerekiyor. Bir de Kenz geliyor, illaki sofraya oturulacak. Eldekilerle ne yapabilirim diye bakıyorum. Kümesten yumurta gani, dönerken getirdiğimiz muhtelif dilimli şarküteri de var; bir de Arslan pazardan mısır alıp haşlamış, o var.
5 Ağustos
Artık olacak gibi değil, evde gerçekten yemek pişmiyor, hep salata, hep buzdolabı ve kiler stokları ve Selanik artanı temizleme. Bizim köy meydanına gelen manav kamyonundan az taze fasulye, 2 tek kabak alıyorum. Fazlasına gerek yok, yarın yine yola gidiyoruz. Elde patates var. Buzdolabından bostanın son pancarlarından yaptığım turşusu var, onları çıkarıyorum. Yine buzdolabından denemem için yollanmış, öyle koyup unuttuğum, normalde yediğim bir şey değil zira, cam kavanozda ton balığı var. Bostandan yabani semizotu ve domates, kümesten yumurta. Fasulye, kabak, patates ve yumurtaları haşlıyorum. Semizotları, domatesle, acur ve pancarları yerleştiriyorum. Ton balığını da çıkarıyorum. Haşlanan malzeme de tabakta yerini alıyor. Hepsinin üstüne hardallı bir vinaigrette. Oluyor bir “Salad Nicoise” yani Nisvari Salata yani Nice usulü salata. Annem yaz pazar günlerinde böyle yapardı, onu hatırlıyorum. Bu arada bir not düşmek istiyorum: Birtakım sanayi tipi gıda firmaları, sağ olsunlar, denemem için ürün yolluyorlar; sanırım beklentileri o ürünleri sadece teşekkür için bile olsa Instagram’da paylaşmam. Buradan söylemeliyim ki, paylaşmıyorum, paylaşmam. Küçük üreticiler başka bir durum. Eğer beğenirsem, elbette paylaşıyorum. Ama kriterim şu:
7 Ağustos
Dün yola çıkacaktık, hava patladı, çıkamadık. Kısmet bugüneymiş. Özge ve Yağız’la beraber hareket ediyoruz. İstikamet Bozcaada. Erken yola çıkıyoruz, Babakale’yi hava yükselmeden geçmek istiyoruz. Yolluk hazırladım, kahvaltı niyetine. Kavanozlara çılbır ve yanına termosla kahve. Biraz peynir, bir parça salam.