9 Mayıs
Bana yine yol göründü. Marvy’de enginar atölyem var. Aslında Enginarın Hikayesi diye 3 günlük bir numara planlamıştık. Tarla ziyaretleri, enginar hasadı, enginarlı lezzetlerle piknik, enginar yemekleri ile mutfak atölyesi... Ama bu kapatmalar falan, yattı plan. Yine de otelde zaten konaklamakta olan misafirlerle hiç olmazsa mutfak atölyesini yapalım diye düşündük, işte ben de ona gidiyorum. B’ de geliyor. Yani yarı keyif, yarı atölye. Sabah sıkı bir kahvaltı, sonra yol. Zaten 2.5 saati geçmiyor.10 Mayıs
Dün geldik, günü aylaklık yaparak geçirdim, bu akşamüstü atölyeye katılacak misafirlerle tanışmak için bir araya geleceğiz. Hem ben onları, hem onlar birbirlerini. Enginarlı çıtır ikram etmeye karar verdim. Öğlen ana restoranın taş tabanlı fırını zaten yanıyor, zaten pide lahmacun hamuru hep var, hep yapılıyor, eh işte onlardan çıtıra çevirivereceğim. Sonuçta tam çıtır hamuru olmasa da, un - su - tuz - maya geçerli, sadece kıvamı biraz yumuşak.
11 Mayıs
Gün atölye günü. Atölyeyi yaptığımız Değirmen’in terasını atölyeye göre düzenliyoruz. Yer kısıtlı, ancak 11 kişiyi sığdırabiliyoruz, zaten sayıyı böyle belirleme sebebimiz bu. Enginarları yığıyorum tezgahın üstüne. Herkesin önünde kesme tahtaları, bıçakları, önlükleri ve de yan bezleri hazır. Önce beraber bir kahve içiyoruz, sonra işe koyuluyoruz. Akşama bu grupla bir enginar sofrası kuracağız, onun bazı yemeklerini de bu atölyede beraber hazırlıyoruz. İlk olarak enginar pate. Herkes enginarları doğruyor, dolduruyoruz bir tencereye, bolca zeytinyağı ve yeterince tuz ile pişmeye bırakıyoruz. Su falan yok, usul usul, arada karıştırarak tabii, kapağı da kapalı olarak pişiyor. O arada bebek sakız enginarlar var, onları ayıklamaya başlıyoruz. Körpecik küçücük. Bunlar akşam yemeğinden önce içki yanında kızartılıp, öylece yenecek. Herkese gösteriyorum Cunda tipi ayıklamayı, tüm katılımcılar, erkekler de dahil bayağı iyi kıvırıyorlar. El birliğinden güç birliği doğuyor ve akşamın tüm kızartmalık enginarını hallediyoruz. O arada küçük bir tencere yağ kızdırıyorum, akşamı beklemeden, hemen oracıkta az bir şey kızartıveriyoruz. Üstüne de tuz... İnsanın kendi emeğini yemesinin mutluluğu. Bu arada patenin enginarları pişip yumuşuyor, alıyoruz kenara ılınsın diye. Hemen enginarlı pilava girişiyoruz. Soğanlar ve pirinçler mutfaktan geliyor, ama atölye ekibi diş sarımsakları ve enginarları hazırlıyor. Her şey hazır ama pilav için seçtiğim tencereyi indüksiyon ocak görmüyor, facia!