04 Ekim 2024, Cuma Gazete Oksijen
Haber Giriş: 22.02.2023 13:42 | Son Güncelleme: 22.02.2023 13:56

Washington Post, Hatay depremi sonrası depremzedelerle konuştu: Her yerde çığlıklar yükseldi

Pazartesi günü Hatay'da üç dakika arayla meydana gelen depremler, 6 Şubat'taki yıkımın yasını tutan depremzedelere, yeniden travma yaşattı. Washington Post, büyük korkuya kapılan depremzedelerle konuştu
Washington Post, Hatay depremi sonrası depremzedelerle konuştu: Her yerde çığlıklar yükseldi

İki haftadan daha uzun bir zaman önce Türkiye ve Suriye’yi sarsan, on binlerce insanı öldüren ve yüz binlercesini evsiz bırakan depremden sağ kurtulanlar, bölgede yaşanan başka bir ölümcül depremle bu hafta daha fazla travma ve kayıpla karşı karşıya kaldı. 

Pazartesi akşamı meydana gelen 6,4 büyüklüğündeki depremin merkez üssü, iki ülkede yaklaşık 46 bin kişinin hayatını kaybettiği 6 Şubat’taki depremden en çok etkilenen Hatay ilinin Defne ilçesi oldu. Türkiye'nin afet yönetim kurumu AFAD, yeni depremde altı kişinin hayatını kaybettiğini ve 18'i kritik durumda olmak üzere 294 kişinin de yaralandığını söyledi. Suriye'nin Hama ve Tartus vilayetlerinde yaşanan panik sonucu bir kadın ve bir kız çocuğu hayatını kaybetti. 

Pazartesi günkü deprem Ürdün, Kıbrıs, İsrail, Lübnan ve Mısır'da hissedildi. Bunu 5.8 büyüklüğünde bir deprem ve onlarca artçı sarsıntı izledi. Suriye'nin kuzeybatısındaki sivil savunma örgütü Beyaz Miğferler, isyancıların elindeki bölgelerde yaklaşık 190 kişinin yaralandığını ve birkaç dayanıksız binanın çöktüğünü ancak enkaz altında kalan olduğuna dair bir ihbar bulunmadığını söyledi.

Türkiye'de 42 yaşındaki Züher Çapar, ilk depremde hayatını yakınlarının yasını tuttuğunu ve Pazartesi günkü sarsıntıyı hissettiklerinde Hatay'ın Samandağ ilçesi yakınlarında teyzesi ve amcasıyla yemek yediklerini anlattı. Çapar, “Önce biraz sallandı, sonra güçlendi. Elektrikler kesildi ve her yerde çığlıklar yükseldi. Evde küçük çocuklar vardı, bağırıyorlardı. Teyzem de ağlamaya başladı” dedi.

"Korku filmi sahnesi gibi"

6 Şubat'ta Çapar, kuzenini, kuzeninin karısını ve çiftin küçük çocuklarını yıkılan evlerinin enkazından kurtarmak için koştu, ancak onlar kurtulamadı. Çapar, ilk depremin üzüntüsünü zar zor yenmeye başladıklarını söyledi. Kalabalık ailesinin evi ayın başlarındaki depreme dayansa da Pazartesi günü hasar gördü. Çapar, orada uyuyamayacak kadar korktuklarını ve büyük bir çadır ve arabalarda kalmayı planladıklarını belirtti. Çapar, “Güçlü kalmaya çalışıyoruz ama bu korkunç bir süreç. Bildiğimiz şehirler, sahip olduğumuz hatıralar yok edildi. Sokağa çıktığımızda sadece moloz ve ağır makineler var. Korku filmi sahnesi gibi” diye konuştu. 

Türk yetkililer, sakinleri evlerinin kalıntılarına girmemeleri konusunda uyardı ancak insanlar eşya almak için bunu yaptı. Pazartesi günü hayatını kaybeden insanlardan üçü, yeni deprem vurduğunda hasar görmüş dört katlı bir binadaydı. Artçı sarsıntılar kurtarma çalışmalarını zorlaştırdığı için arama ekiplerinin cansız bedenleri bulması birkaç saat sürdü. 

"Kendilerini terk edilmiş hissediyorlar"

Türk Tabipler Birliği'nden Hatay'da tıbbi bakım sağlamak için tatil zamanını değerlendiren anestezi uzmanı Dr. Tahsin Çınar, depremzedelerin ruh sağlığı konusunda ciddi yardıma ihtiyaç olduğunu söyledi. Çınar, “Kendilerini çok yalnız, terk edilmiş ve endişeli hissediyorlar. Küçük bir titreme bile büyük bir tepkiye yol açıyor” dedi. 

Çınar ve diğer gönüllüler başlangıçta fiziksel olarak yaralanan insanlara acil bakım sağladı. Şimdi, daha fazla psikolojik travma, depresyon, güvenli barınma eksikliği ve stres belirtileri gözlemliyorlar. Çınar, sosyal refahı yaratacak neredeyse hiçbir şeyin olmadığını söyledi. 

BM Dünya Gıda Programı, Pazartesi günkü depremin kuzeybatı Suriye ve Türkiye'de yüzbinlerce kişiye gıda dağıtan çalışanları korkuttuğunu söyledi. Programda, çalışanların dondurucu soğukta arabalarında uyurken hala işlerini yapmaya çalıştıkları belirtildi.

"Evimiz mahvoldu ama çocuklarımız iyi"

Kamal Abuhassan'ın Suriye'nin Cinderis kentindeki küçük evi ilk depremde hasar gördü, ancak birkaç gün sonra o ve ailesi geri döndü. Pazartesi günkü deprem vurduğunda ise evleri kısmen moloz yığınlarına dönüştü. Abuhassan, "Evimiz mahvoldu ama en azından çocuklarımız iyi" dedi. Evin hemen dışında bir çadır kurdular ve içeri girmeye korkuyorlar. Bir sonraki depremin ne zaman olacağını bilmediklerini belirten Abuhassan, çadırdan başka gidecek bir yerler olmadığını aktardı. 

Yetkililerin 139 binden fazla binanın ya yıkıldığını ya da yıkılmayı gerektirecek kadar ağır hasar gördüğünü söylediği Türkiye'de depremin vurduğu 11 ilde yaklaşık 13,5 milyon insan yaşıyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Salı günü itibariyle 865 bin kişinin çadırlarda yaşadığını söyledi. Etkilenen illerde yaklaşık 270 çadır kent kuruldu ve soğuk hava, evsiz kalan vatandaşların çektiği sıkıntıları artırdı.

"Hiçbir şeyimiz kalmadı"

40 yıldır harap durumdaki tarihi Antakya'da yaşayan Ümit Özalp, bir otogarda birkaç küçük çantayla diğerlerine katılarak ilçeden ayrılmaya hazırlanıyordu. Özalp, “Hiçbir şeyimiz kalmadı. Evimiz, vatanımız, çocuklarımız. İşimizi kaybettik. Durumumuz içler acısı" dedi.

Otobüs firması çalışanı Kenan Çağlar, firmanın günde en az 2 bin yolcu taşıdığını, bunların çoğunun İstanbul'a veya Akdeniz'in Antalya ve Mersin şehirlerine olduğunu söyledi. Afet yönetim dairesine göre, 6 Şubat'ta meydana gelen ve ardından dokuz saat sonra 7,5 büyüklüğündeki sarsıntıyla meydana gelen büyük depremdeki ölümlerin çoğu, en az 42 bin 310 kişinin hayatını kaybettiği Türkiye'de gerçekleşti. Türkiye Savunma Bakanı, Türkiye'de yaşayan yaklaşık 20 bin Suriyelinin depremlerden sonra Suriye'ye döndüğünü söyledi. Hulusi Akar, Salı günü yaptığı açıklamada, "Evlerini ve yakınlarını kaybettikleri için topraklarına dönüyorlar" dedi.