Çocukken vişneyi ilk gördüğümde kiraz sanıp ağzıma attım. Bir anda ağzım buruştu, diş etlerim çekildi, neye uğradığımı şaşırdım. Vişnedeki tatlılığa karşı ekşilik o kadar kuvvetliydi ki sanki beni yeme diyordu bana. O tecrübe ile uzak durdum vişneden uzun süre. Görüntü olarak kiraza çok, tat olarak az benzeyen vişne için işe yaramaz dedim kendi kendime. Ta ki bir gün büyükannem yaptığı vişne reçelini kahvaltıda bana zorla yedirinceye kadar. Şaşırıp kaldım. Ne olmuştu o ekşiliğe? Ekşilik yerini meyvemsi bir tat ve tatlılığa bırakmış, reçeldeki tatlılık ekşiliği dengelemiş, yok etmişti sanki. O cesaretle başladım vişne suyu, vişne likörü, vişneli pasta yemeye içmeye. Demek ki vişne meyve olarak değil de yiyecek ve içecekte lezzetlendirici olarak kullanılmalıymış. Evlerde yapılan vişne reçeli, vişne şurubu, vişne marmeladı, vişne likörü de vişnenin doğru kullanımını anlatmaya yetiyor zaten. Hele vişneli yaprak sarma, vişnenin ekşiliğini dengeleyen pirincin nişastadan gelen tatlılığı ile dillere destan bir yemek. Kuru vişneler ile yapılan et yahnileri de vişnenin yemeğe getirdiği lezzeti anlatmak için bir diğer güzel örnek.
07.01.2022 04:40
Vişneden ‘sour cherry’e
Talaş böreğini unutmayalım
20 Aralık 2024
Yılbaşı sofrası kurdeleli paket gibidir
06 Aralık 2024
Maç öncesi tükürük köftesi
29 Kasım 2024
Kaburgayı da doldurduk
22 Kasım 2024
Gavurdağı salsayı yener
Tüm Yazıları
15 Kasım 2024