23 Aralık 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
05.03.2021 06:00

Kokorecin yükselişi

Anadolu’da 1970’lerden sonra yaygınlaşan bu sokak yemeği, Türkiye kadar Balkanların da sevilen bir nefaseti. Son dönemdeki yükselişi, birçok şefin şık restoranlarında menülerine dahil etmesinden belli

Tartışıp dururuz kokoreç hakkında, İzmir usulü mü, İstanbul usulü mü diye. Kimileri de sakatat olduğundan hiç girmez bu toplara. Gerçi kötü hazırlanmışı yenecek gibi olmazken iyisi de tadından yenmez. Bu geç saatlerde tercih edilen sokak yemeği Türkiye kadar Balkanların da sevilen bir nefaseti. Son dönemde kokorecin yükselişi birçok genç şefin şık restoranlarında kokoreci menülerine dahil etmesinden belli. Türkiye dışında Yunanistan, Bulgaristan ve Arnavutluk’ta da kokoreç benzer biçimlerde tüketiliyor. Arnavutluk’tan çıktığına inanılsa da en yaygın kokoreç tüketimi Batı Anadolu’da. Bazı dilbilimciler kokoreç isminin Bulgarca’da kukuruza’dan yani Türkçesi mısır koçanına benzemesinden dolayı türediğini savunuyor. Anadolu’da 1970’lerden sonra yaygınlaşan kokoreç herhalde Ege ve Trakya’nın Balkanlardan aldığı göç ile ulaşmış buralara.

İzmirliler sadece tuz ve baharat kullanıyor
İzmirliler sadece tuz ve baharat kullanıyor

Ustalık gerektiriyor

Sakatat yemekleri ezelden beri insanoğlunun gündelik diyetinde tüketilmiş. Kesilen hayvanın etinden, sütünden yaralanmak adına sakatatlar lezzetleri ve yağlılıkları doğrultusunda farklı marinasyonlar ve pişirme teknikleri ile tüketilmiş. Bizim mutfaktaki birçok sakatat yemeğinden biri de kokoreç. Malzeme tedarikinden, sarımından pişirmesine ustalık istiyor. Belki de bu yüzden kokoreçcilik uzmanlık gerektiriyor.  Kukurec Balkanlarda sarılırken uzun şişe yürek, akciğer, uykuluk, iç yağı gibi sakatatlar geçirildikten sonra kuzu veya keçinin ince bağırsağı iyice temizlendikten sonra sarılıyor. Bizde ise kaliteli bir kokoreç yapımında şişe sadece uykuluk, badem, boğazlık ve iç yağa ek olarak biraz kalın bağırsak yani bumbar geçirilip dışına da kuzunun ince bağırsağı sarılıyor. 

Kaliteyi belirleyenler

En makbulü süt kuzusunun ince bağırsağı tabi. Daha ekonomik ürünlerde daha fazla kalın bağırsak yani bumbar kullanılıyor ki bu da kokoreci sertleştiriyor ve yağlılığını artırıyor.  Kokorecin kalitesini şişe dizilen sakatat, kullanılan bağırsağın hangi hayvandan geldiği, hayvanın yaşı ve bağırsağın ince mi kalın mı olduğu belirliyor. Kokoreçte kullanılan badem, boğazlık ve ince bağırsağın kesilen hayvandan çok az miktarda çıktığını düşünürsek kaliteli bir kokorecin neden bu kadar pahalı olduğu anlaşılıyor. Sonrasında şiş yatay olarak yavaş yavaş çevrilerek ateşte pişiriliyor. 
İstanbul kokoreci sacda tekrar pişiriliyor
İstanbul kokoreci sacda tekrar pişiriliyor

İri kıyımın farkı

Piştikten sonra dilimlenen kokoreç İzmir’de yağını ve tadını kaybetmemesi için ekmeğin üzerinde iri kıyım kesiliyor ve sadece tuzla, isteyenlere biraz kimyon ve kırmızı biber ile ikram edilirken, İstanbul’da dilimlenen kokoreç sacda satır ile parçalanarak tekrar pişirilip, domates, biber, tuz, kimyon kırmızı biber ve kekik ile lezzetlendirilip ekmek arası ikram ediliyor. Lezzet tarafından baktığımızda dokusu da özeldir kokorecin. Hafif elastik ve yağlı dokusu ağızda daha uzun süre kalmasına neden oluyor. 

Bize mi özel?

Peki bir tek buralarda mı yeniyor kokoreç gibi yemekler. Aklın yolu bir. İspanyollar asma dalına kuzu bağırsağı sarıp ateşte pişiriyorlar. Bu lezzete zarajo diyorlar. Fransızlar da İspanya’ya yakın Gironde bölgesinde domuz bağırsağını haşlayıp asma dalına sarıp ateşte pişiriyorlar. Bu lezzete de tricandilles diyorlar. Çok özel bir yiyecek olarak tanımlanıyor tricandilles.  Gene Fransızların andouillette yemeği de bağırsağın içine tekrar bağırsak ve sakatatların doldurulması ile yapılan bir geleneksel yemek. Bazen haşlanıp yenirken, bazen de ızgara olarak pişiriliyor. İspanyolların bağırsak kızartması gallinejas da bazen patates kızartması ile ikram edilen bir atıştırmalık. İngilizler de kalın bağırsaktan chitterlings isimli yahni benzeri bir yemek yaparken, İskoçlar da adına şiirler yazılan sakatat dolması haggis ile pek övünüyorlar.

Sevenlere not

Özellikle bağırsaktan yapılan yemekler Asya’dan Amerika’ya kadar birçok kültürde mevcut. Günün sonunda bence hiçbiri güzel bir kokorecin eline su dökemez. Duydum ki İzmir’de bu işe gönül vermiş bir kokoreç markası İzmir kokorecine coğrafi işaret almak için uğraşıyormuş. Bizde şef restoranlarının menülerine girmeyi başaran kokoreç neden dünyada da hak ettiği yeri almasın? Sevenlere duyurulur, 2017’den beri 8 Kasım Dünya Kokoreç Günü olarak kutlanıyor.
Oğul Türkkan
Oğul Türkkan